İçerik Akışı
Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması- Organik bağ- Alacakların temlik alınması- Akrabalık bağı- Faaliyet konularının benzerliği-
Davalıların, dava dışı borçlu şirketin ne ortağı, ne kefili, ne de yöneticisi oldukları, icra dosyalarında alacakların temlik alınması, akrabalık bağı, dava dışı şirket ortağı ve kefilinin bir dönem davalı şirkette çalışması, dava dışı borçlu şirket ile davalı şirketin faaliyet konularının benzer olması, dava dışı şirket borcundan dolayı hacizli taşınmaz üzerinde davalı şirket unvanına benzer bir şirketin faaliyet göstermesinin "tüzel kişilik perdesinin kaldırılması" ya da "organik bağın" varlığının kabulü için yeterli olmadığı- Temlik işlemleri nedeniyle zarara uğradığını iddia eden davacının her bir işlemin iptalini talep edebileceği-
Menfi tespit davası- Kararın kesinleşmesi- İcra işlemlerinin durması-
Davanın İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK'nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK'nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı-
Haczedilmezlik şikayeti- Paylı mülkiyet-
Paylı taşınmazlarda, her paydaşın (borçlunun) meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu, iddianın, haczedilmezlik şikayetinde bulunan borçlunun (paydaşın) sosyal durumuna göre inceleme yapılıp paya isabet eden değerden, haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasındaki (haksız) ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Tasarrufun iptali davasının reddedilmesi ile haksız olduğu anlaşılan (ihtiyati) haciz nedeniyle, davacı şirketin, dava dışı bankaya teminat mektubu karşılığı depo ettiği ve kullanamadığı paranın ihtiyati haczin konulduğu ve kaldırıldığı tarihler arası işlemiş faizlerinden oluşan zararının ve dava dışı bankaya ödemek zorunda kaldığı teminat mektubundan kaynaklı komisyon bedelinin maddi zarar olarak kabulü ile bu miktarların iptal davasında davacı olarak yer alan bankadan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Kıymet takdirine itiraz- İki yıllık sürenin başlangıcı (İİK. 128/a)-
Borçlunun kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine, icra mahkemesince hükme esas alınan raporda bilirkişiler tarafından "şikayet tarihi itibari ile değerleme yapılmış olduğu" açıkça belirtildiğinden, iki yıllık sürenin (İİK. 128/a), bu değerleme tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği-
Ticari davalar- Menfi tespit davaları- Arabuluculuk dava şartı-
Menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı-
Markaya tecavüz ve haksız rekabet- Marka hakkının ülkeselliği prensibi-
Davalılarca ithal edilerek piyasaya sunulan dava konusu “enerji içeceği” ürününde kullanılan “enerji ... (bilinen bir başka markaya benzeyen bir marka) +Şekil” ibareli ve bu emtiaya benzer sınıflarda tescilli markanın bulunmadığı ve marka hakkının ülkeselliği prensibi gereğince Avusturya'daki marka tescilinin bir başkasının markasına tecavüz teşkil edecek şekilde Türkiye'de kullanılmasına imkân vermeyeceği esastan reddedilen haksız rekabet davasının incelenmesi için özel daireye gönderilmesi gerektiği-
Alacak miktarının açıklanması- Islah-
HUMK döneminde dava dilekçesinde davacının talep ettiği alacak miktarını göstermeden sadece davanın harca esas değerini göstererek açtığı davada, mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, ıslah dilekçesi nitelendirmesiyle verdiği dilekçede talep ettiği alacak miktarını açıklayıp, bu miktara ilişkin nispi peşin harcı da tamamladığı, davacının bu talebi ıslahla talep miktarının arttırılması niteliğinde olmayıp, talep ettiği alacak miktarının açıklanması niteliğinde olduğu; bu nedenle dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep hakkının saklı tutulup tutulmamasının hukuki öneminin bulunmadığı, "talebin açıklanması" niteliğindeki işlemin hukuken geçerli olduğu halde mahkemece işlemin "ıslah" kabul edilerek hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali- Mutad ödeme- Borçlunun mal kaçırma amacını bilen veya bilmesi lazım gelen kişiler-
Para veya mutad ödeme vasıtalarından garı suretle yapılan ödemelerin batıl olması için tasarrufun haciz veya acizden itibaren geriye doğru 1 yıl içinde yapılması gerektiği- Üçüncü kişinin eşinin, borçlunun çalıştığı işyerinde geçirdiği iş kazası sonucu ölmesi ve ölen işçinin yakınları tarafından işveren aleyhine tazminat davası açılması üzerine taraflar arasında imzalanan sulh ve ibra sözleşmesinde ölen işçinin eş ve çocuklarına iki adet taşınmaz verileceğinin kararlaştırıldığı ve bu taşınmazların davalı üçüncü kişi eşe devredilmesi üzerine söz konusu tazminat davasından feragat edildiği anlaşıldığından, davalı üçüncü kişinin, borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabul edilemeyeceği-
Bonoda vade/ödeme günü- Çift vade- Kapama işareti
Bilirkişi raporunca, inceleme konusu senetlerde "ödeme günü" matbu yazısı hizasında bulunan 20.05.12, 20.06.12 ve 20.07.2012 rakamlarının kendilerinden önce gelen ikisi paralel biri dikey çizgiden oluşan kapama işaretinden ve vadenin metin kısmında, mukabilinde matbu yazısından sonra gelen 20 Mayıs 2012, 20 Haziran 2012 ve 20 Temmuz 2012 ibarelerinin kapama işaretinden mürekkep tonu itibariyle farklılık gösterdikleri ve yazı ile gösterilen kısımlardaki ay isimlerinin kapama işaretinin üzerine yazıldıkları ve dolayısıyla vade tarihlerini gösteren kısımlarda kapama işareti mevcut iken rakam ve yazıların sonradan yazıldıkları sonucuna varıldığı- Bonolarda tahrifattan önceki vade tarihi kısmında kapama işareti olması, bonoda çift vade oluşmasına sebebiyet vermediği gibi düzenleme tarihi olan 20.04.2012'den önceki bir tarih de olmadığı görülmekle, yapılan tahrifatın bononun kambiyo vasfına halel getirmediği-