Sahtecilik yönünden adli tıp kurumundan rapor alınmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Somut olayda; asıl davada davacı tarafın, yazılı delil sunmamış ise de, yemin deliline dayandığı, N.’ye yapılan temlikin muvazaalı olduğunun kanıtlanması halinde; N.’nin annesi olan Dudu’nun, bu durumu bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu gözetildiğinde, iyiniyetli olmayacağı ve iktisabının korunamayacağı-
Tapu iptal ve kadastral parselin ihyası isteğine ilişkin davada, tapu iptal-tescil davaları kayıt malikleri aleyhine açılması gerekeceği-
Tapu iptal ve tescil davasında davacının taraf olmamasına karşın, tapudaki payının terkin edilmiş olmasının da başlı başına yolsuz tescil teşkil edeceği-
Her ne kadar, inançlı işlem yönünden ileri sürülen iddia, yazılı bir delil ile ispat edilememiş ise de; toplanan deliller ve Sulh Ceza Mahkemesi’nin dava dosyası içeriği birlikte değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından davalıya devriyle ilgili işlemin tehdidin yarattığı korkunun etkisiyle yapıldığı, böylece ikrah yönünden ileri sürülen iddiaların sübuta erdiği-
Davanın, taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin gerektiği, bu tür davalarda, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16/2. maddesi uyarınca harcın, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat tutarı üzerinden alınacağı-
Davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu, bu tür bir davada HUMK’nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu’nun 26,27,28,30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı-
Davacı Vakıf idaresi tapu iptali ve tescil yanında Bankaya yatırılan kira gelirleri bakımından da istekte bulunduğuna göre, taşınmazın aslı da Vakıf taşınmazı olduğundan kira gelirlerinin Vakıflara ödenmesi gerekeceği-
Davacı dava açıldığında davasında haklı olup, yargılama aşamasında taşınmazın davacı adına tescil edildiğinden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması karşısında, Avukatlık asgari ücret tarifesinin 6. ve 6100 sayılı HMK'nun 331. maddeleri gözetilerek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-