Muris muvazaası sebebiyle tapu iptali ve tescil davası ile birlikte tenkis davasının açılabileceği, bu iki davanın hukuksal nitelikleri farklı olmakla birlikte beraber açılmaları durumunda öncelikle daha geniş kapsamlı olan muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminin çözümlenmesinin ve yetki konusunda bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekeceği-
Miras bırakanın çekişme konusu 12 adet taşınmazı davalılara mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı temlik ettiği saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizliğin olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davalarında dava değerinin, çekişme konusu taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçıların paylarına isabet eden miktar olduğu gözetilmeden fazla harca ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Davaya konu 20 ve 21 parsel numaralı taşınmazlar muris M. A. adına kayıtlı iken 11.08.1995 tarihinde satış yoluyla davalı S.'a temlik edildiği taşınmazların temlik tarihindeki satım bedelleri ile gerçek bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, davalı S.'ın taşınmazları kullanmadığı, murisin ciddi bir geçim sıkıntısı yaşamadığı halde oturduğu evi satmasının da hayatın olağan akışına ters olduğu ve özellikle davacı tanığı Z. D.li'nin görgüye dayalı beyanında "murisin oğlu E.'ı kast ederek "... Evi benim elimden aldı, şimdi de bizi buradan attı..." şeklindeki açıklaması dikkate alındığında murisin mirastan mal kaçırmak amacıyla oğlu davalı E.'ın bacanağı davalı S.'a temlikte bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulünün gerekeceği-
216 sayılı parsel kaydının ifraz ile kaydı kapatılmakla yolsuz tescile dönüştüğünün, diğer bir deyişle illetten yoksun hale geldiğinin kabul edilmesi gerekeceği-
Davada pay oranında iptal ve tescil isteğinde bulunulmasına karşın HUMK 74. maddesi göz ardı edilerek TMK. 28. maddesi uyarınca kişiliği son bulan muris adına (doğru sicil oluşturma prensibine aykırı olarak) iptal ve tescile karar verilmesinin de doğru olmadığı-
Kabul kapsamına alınan taşınmazlarda davacılar ile birlikte bir kısım davalılarda kayden malik olduklarına göre davacıların payları oranında eski kadastral mülkiyete dönülmesine karar verildiği gözetildiğinde, davacıların payları dışındaki diğer payların imar parsellerinde bırakılması, aynı taşınmazın mülkiyeti yönünden bir kısım paylar imar payı bir kısmı ise kadastral pay olarak kalacaktır ki, böyle bir mülkiyet durumu oluşturulmasının ise kararı infaza elverişsiz hale getireceği, bir başka ifade ile payların bir kısmının geçerli bir bölümünün ise yolsuz tescil olarak kalacağı, bunun ise kamu düzeniyle ilgili tapu sicillerinin tutulması ilkesine bu arada dolu pafta sistemine aykırılık oluşturacağı-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Kooperatifin sicilden terkin edilmiş olması halinde ihyasının sağlanması sonrasında, terkin işlemi yoksa direkt olarak kooperatif aleyhine dava açması için davacıya süre verilmesi, açılacak davanın işbu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, kooperatife ait delillerin de toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı-karşı davalı, asıl davaya konu taşınmazların sonraki ihalede ödenen bedeli ile ilk ihaledeki bedelleri arasındaki fark nedeniyle icra dosyasına yatan bedellerden, miras payı oranında hak sahibidir. Hal böyle olunca, hüküm altına alınan bedelin yanında, iki ihale arasındaki bedel farkı nedeniyle icra dosyasına yatan bedelin miras payı oranında davacı-karşı davacıya ödenmesine de karar verilmesi gerekirken, bu isteğin reddinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-