Davalı hazinenin davaya açıkça karşı çıktığı, bunu yargılama boyunca sürdürdüğü anlaşıldığından, davalı hazine aleyhinde yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve resen nazara alınacağı, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılması gerekeceği-
Tapu kaydının bir mülkiyet belgesi olup, tapu malikine hak bahşettiği, tapu kaydı kapsamında kalan bir taşınmazın niteliğinin de önem arzetmediği-
Belediye Encümeni’nin, Belediye’ye ait taşınmaz malları doğrudan trampa yetkisi bulunmadığı, Belediye Meclis Kararına dayanmayan Belediye Encümeni’nin yapmış olduğu tasarruf işleminin yasal olmadığı-
442 Sayılı Köy Kanununa bir takım ilaveler getiren 3367 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca; davalı adına oluşan parselin tapu iptali ve tescili davasında; aidiyeti ve mülkiyeti çekişmeli bir taşınmazı yitirme tehlikesi bulunan dönemde davalıdan yapıyı inşa etmesinin beklenemeyeceği, bina yapma koşulunun gerçekleştirilmemiş olmasının davanın kabulü için tek başına yeterli olmadığı-
Elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunduğundan, davaya katılmayan “…” mirasçılarının olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi ve ondan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, üçüncü kişinin vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde olduğu veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılamayacağı, bunun, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olduğu-
Gayrimenkul rehni bakımından geçerliliği olan M.K.nun 873. maddesinin inanç sözleşmelerine dayalı temlike konu taşınmazlar bakımından uygulama yeri olmadığı, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların isbatının, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu, inanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gerekeceği-
Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin,iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, olay, 1086 sayılı HUMK.nun yürürlük tarihinde tamamlanmış bulunduğundan 6100 sayılı yasanın 448. maddesi hükmü uyarınca 1086 sayılı yasanın 193. maddesi gereğince yetkisizlik ve görevsizlik kararının kesinleşme tarihinden itibaren yasaca öngörülen 10 günlük süre içerisinde dilekçe verilmesi gerekeceği-