«İkrah» (korkutma, tehdit) ile elde edilen senet hakkında -borçlunun korkunun ortadan kalktığı tarihten itibaren bir yıl geçmeden, «akdi (borcu) ifa etmek kararını» karşı tarafa bildirmesi koşuluyla- bir yıllık süreden sonra da olumsuz tesbit davası açabileceği–
Davalının dava konusu senedi mahkemeye teslim etmesi ve davalının davaya sebep olmadığının anlaşılması halinde «konusu kalmayan davanın reddine» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Hazırlık soruşturması sırasında, C. Savcılığınca alınan bilirkişi raporunun açılan olumsuz tesbit davasında mahkemeyi bağlamayacağı–
İcra takibinden önce açılan olumsuz tesbit davasında mahkemece verilen "tedbir kararı"nın ihtiyati haczin uygulanmasını engellemeyeceği–
İhtarname çekilerek ödenmesi istenen ve daha sonra icraya konulmayan senetler hakkında açılan ve borçlu lehine sonuçlanan olumsuz tesbit davalarında, davacı-borçlu lehine tazminata hükmedilemeyeceği–
«Senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulup doldurulmadığı» konusunda, davalı-alacaklıya, davacı-borçlunun yemin teklifinde bulunamayacağı–
Sadece «lehdar» hakkında açılan olumsuz tesbit davasının haklı bulunması (kabul edilmesi) halinde dava konusu senedin iyiniyetli üçüncü kişilere ciro edildiğinin anlaşılması halinde, «senedin iptaline» değil, «dava konusu senetten dolayı davacının borçlu bulunmadığının tesbitine» karar verilmesi gerekeceği–
İİK.nun 72/5 maddesine göre dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takibin duracağı, ilamın kesinleşmesi üzerine, münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edileceği, borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği, takdir edilecek zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın % 15'inden aşağı olamaması gerekeceği-
