Çek sebebiyle borçlu bulunmadığının tespiti istemi- Davaya konu çek, davalı şirketi ile diğer davalı Faktoring şirketi arasında düzenlenen faktoring sözleşmesi uyarınca faturalara konu malın bedeli karşılığında davacı tarafından verilmiş olup bilirkişi incelemesinde faturanın davacı-borçlunun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşıldığından, faturaya istinaden verilen çek karşılığı malın davacıya teslim edildiği ve buna göre, cari hesap ilişkisindeki yanlar arasında düzenlenen protokol hükümlerinin davalı faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceği, davaya konu çekin dayanağı faturadaki malların davacıya teslim edildiği ve çekin bedelsiz olmadığı anlaşılmakla davalı faktoring şirketi hakkındaki menfi tespit davasının reddi gerektiği-
Her iki davanın, çeklerin bedelsizliği iddiasıyla açılmış menfi tespit istemine ilişkin olduğu, çekler üzerindeki kayıtlardan çeklerin davalı Ç. Ltd. Şti. adına keşide edildiğinin, çeklerin arkasında Ç. Ltd. Şti.'nin ciro, kaşe ve imzasının bulunduğunun, davaya konu çeklerden 40.000 TL'lik bir adetinin H. A.Ş.'de, 35.000 TL ve 28.000 TL bedelindeki diğer çeklerin ise V. A.Ş.'de bulunduğunun anlaşıldığı, çeklerin devir bordroları var ise de, rehin amacıyla davalı bankalara devredildiği konusunda çeklerde bir açıklığın bulunmadığı, kambiyo senetlerinde temlik cirosuyla senede hamil olan davalı bankaların kötüniyeti kanıtlanmadığı sürece bedelsizlik iddiasının hamil bankalara karşı ileri sürülemeyeceği, bu nedenlerle mahkemece davalı bankalar hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmenin ise hakime ait olduğu- Muvazaa sebebi ile tasarrufun iptali davasında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı- Davacının TBK. mad. 19 uyarınca açtığı muvazaa nedeni ile iptal davasında aciz belgesi aranmadan davanın görülmesi ve davalıların savunmasında bahsi geçen menfi tespit davasının davaya etkisi üzerinde de durularak karar verilmesi gerektiği-
Davacılar, icra takibinde borçlu olarak gösterilen kişinin mirasçıları olup mirası reddetmedikleri sürece murise karşı yapılan icra takibinden dolayı borçlu bulunmadıklarının tespiti yönünde dava açmakta hukuki yararları bulunduğundan mahkemece yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu ortaklıklar sözleşmesindeki davacıya atfen atılan imzaya itiraz üzerine alınan bilirkişi raporunun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli mahiyette olmadığı, mahkemece, kredi sözleşmesi aslı ile sözleşme tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ait davacı tarafından resmi merciler önünde atılmış imzaları içeren belge asılları getirtilerek, yeniden grafoloji uzmanından bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davaya konu bononun taraflar arasındaki taşınmazın satış ve devrinin gerçekleşmesi için teminat amacıyla verildiği, taşınmazın satışı gerçekleştiğinde dava konusu bononun teminat vasfını kaybettiği ve bedelsiz kaldığı, davalının bedelsiz kaldığını bildiği bonoya dayanarak icra takibine geçmiş olması sebebiyle kötüniyetli olduğu, bu nedenle İİK'nın 72/5 maddesi uyarınca davacı borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedi ile borçlu olunmadığının tespitine ilişkin davada, davacı tarafın münhasıran davalının ticari kayıtlarına dayanmadığı da bilinerek, çekin davalı kayıtlarında yer almamasının alacağı olmadığı anlamına gelmeyeceği- Davalı taraf çekin kendisine veriliş nedeni olarak imzası inkar edilmeyen tutanağı sunduğundan davacının 3. kişinin borcunu üstlendiğinin ispat olduğu- Bir kambiyo senedinin tarafların ticari kayıtlarında yer almamış olmasının keşidecinin borçlu olmadığını göstermeyeceği-
Davaya konu çeklerin arkasındaki ciro silsilesi incelendiğinde, fotokopi çek belgeleri örneğinde davalının cirosunun bulunmadığı, yine dosya içerisinde muhatap banka tarafından mahkemeye yazılan yazı içeriğinde de çeklerin firma tarafından teslim edildiği belirtildiğinden, çeklerin adı geçen şirket tarafından bankaya ibraz edildiği, ibrazdan sonra davalı bankaya devredildiği anlaşılmakla söz konusu devir TBK'nun 183. ve devamı maddelerinde yer alan alacağın temliki hükmünde olup hukuki uyuşmazlığın alacağın temliki hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-
Davalının icra takibinde kötüniyetli olduğuna yönelik dosya içerisinde herhangi bir delil bulunmadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı son hamil olup iyiniyetli 3. kişi olması nedeniyle çekin bankaya ibraz tarihinden önce iktisap anında çekin keşidecisinin rızası dışında çıktığını bilebilecek durumda olmadığından, davalının kötüniyetli sayılamayacağı-