Davanın kambiyo senedine karşı açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, bonoda davacının keşideci, davalının lehtar, icra takibi başlatılanın ise ciro suretiyle hamil olduğu, davacının davalılara karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olduğu, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu davacının yazılı belge ile ispatlaması gerekeceği-
Islah ile dava konusunun daraltılamayacağı, bu yöndeki bir talebin bakiye kısım açısından feragat olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, bozmadan sonra ilk hükmün ortadan kalktığı ve yeni bir hüküm kurulduğu gözetilmeksizin alınması gereken harç konusunda açık bir hüküm fıkrası oluşturulmamasının da usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının, kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunduğu, mahkemece yapılan imza incelemesinin yeterli olmadığı, mahkemece sözleşme tarihinden önceki döneme ait davacının resmi kurumlar önünde atılmış imza örneklerinin getirtilip yeniden imza incelemesi yaptırılması, imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde ise, davacıya banka tarafından kredi ödemesinin yapılıp yapılmadığının banka kayıtları üzerinden inceleme yaptırılarak tespitinden sonra karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nun 72/4. maddesinde, “dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar.” denildiği, mahkemece bu hükme aykırı olarak .............. İcra Müdürlüğü’nün ...... esas sayılı takip dosyasına yönelik verilen tedbirin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın, İİK'nun 72. maddesi hükmü gereğince açılan menfi tespit davası olduğu, bu durumda mahkemece kurulacak hükmün olumsuz, bir başka deyişle borçlu olunmayan kısmın tespiti şeklinde olması gerekirken olumlu tespit şeklinde hüküm oluşturulup, kabul edilen miktarın açık bir şekilde belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratacak biçimde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK'nın 89/3. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesine karşı 15 günlük yasal süre geçtikten sonra dava açılması mümkün olmadığı- İcra takibinde yapılan ödemenin davacı şirket adına yapılmaması sebebiyle davacı şirket tarafından açılan davanın reddi gerektiği- Diğer davacı, takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuş olup, mahkemece, davacının takibe konu senedin keşide tarihinden önceki döneme ait resmi kurumlar nezdinde atmış olduğu imza asılları getirtilerek imza incelemesi yapılması gerektiği-
Dava konusu çekteki cironun temlik cirosu olmayıp,tahsil cirosu olduğu ve lehtar şirket adına vekaleten işlem yapıldığına dair banka kaşe ve imzasının bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmakta olup,bu durumda davalı bankanın vekil hamil olduğu ve somut olay bakımından bu davada husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek bu davalı yönünden husumetten red kararı verilmesi ve bunun sonucu olarak hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gözetilerek maktu vekalet ücretini geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın, menfi tespit davası olup İİK.'nun 72. maddesine dayandığı, tahsil edilmiş bir alacağı icra takibine koyan alacaklının İİK 72/5 maddesi uyarınca kötüniyetli olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verildiği, somut olayda mahkemece icra takibinden önce yapılan ödemeler yönünden alacaklının kötüniyetli olduğu kabul edilerek İİK 72/5 maddesi gereğince kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasında mahkemece, “davanın kabulüne” karar verilmesine karşın, menfi tespit konusu senetle ilgili borçlu bulunulmadığına dair bir olumsuz tespit kararı verilmeyerek infazda tereddüt oluşturulmasının hatalı olduğu-
Bozmaya uyulmakla bir taraf lehine diğer taraf aleyhine usuli kazanılmış hak oluşacağından mahkemece Daire bozma kararına uyulduğunda bozma gereklerine uygun hüküm kurulması gerektiği- Bono üzerinde tahrifat yapıldığı iddiası Ağır Ceza Mahkemesi'nin kesinleşen ilamıyla saptanmış olduğundan bononun tahrifatsız haliyle yazılı olan miktar üzerinden geçerli olduğu-