Davanın sözleşmedeki imzanın inkarı nedeniyle açılmış menfi tespit istemine ilişkin olduğu, mahkemece Cumhuriyet Savcılığında yapılan hazırlık soruşturması sırasında alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmişse de hazırlık tahkikatı sırasında alınan rapora göre hüküm kurulamayacağı-
Haciz sırasında verilen kefaletin geçersizliği iddiasıyla açılmış menfi tespit ve istirdata ilişkin davada, haciz tutanağında davacının haciz sırasında kefil olduğu tarihte yürürlükte olan BK. mad. 484 uyarınca, kefilin, kefalet miktarı ve kendi temerrütünün sonuçlarından sorumlu olduğu, kefilin miktarı belirtilmeyen fer’ilerden dolayı sorumluluğu olmadığı-
HMK. mad. 31 uyarınca, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü ilkesi bağlamında davacının talebinin tam olarak neye ilişkin olduğunun belirlenmesi gerektiği-
Kredi sözleşmesindeki imza inkar edilmiş olduğundan, henüz görülmekte olan ağır ceza mahkemesinde alınan rapora itibar edilerek karar verilmesi yerine menfi tespit davasına bakan mahkemece bu yönde inceleme yapılması gerektiği- Sözleşmedeki imzanın borçluya ait olmaması kredinin kullandırılmadığı anlamına gelmediğinden, ödeme belgeleri getirtilerek bu belgeler üzerindeki imzaların incelenmesi ve ayrıca eğer virman yolu ile ödeme yapılmış ise virman talimatı olup olmadığı ve virman ile borçlunun 3. kişiye olan borcundan kurtulup kurtulmadığı hususunda banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınması gerektiği- Davacının nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı yargılandığı davanın sonucu görülmekte olan menfi tespit davasını etkileyeceğinden bu husus üzerinde durularak karar verilmesi gerektiği-
İpotek ticari nitelikteki kredi sözleşmesi uyarınca tesis edildiğinden menfi tespit-ipoteğin fekki davasının asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacı tarafın harcama belgelerindeki imzayı inkar ettiği, sağlıklı imza incelemesi yapılabilmesi için öncelikle slip asılları getirildikten sonra, ihtilafsız döneme ait (sözleşme tarihinden önce) samimi imzaların ilgili yerlerden asılları getirtilerek,dosyanın konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kuruluna tevdi edilip rapor alınması gerekirken, fotokopi üzerinden eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının taleplerinden kabul edilen menfi tespit ve alacak miktarı toplamı 20.137,04 TL üzerinden davacı lehine, reddedilen manevi tazminat için davalı lehine ayrı vekalet ücreti ile yine reddedilen diğer alacak kalemleri toplamı olan 16.397 TL üzerinden davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Menfi tespit-istirdat davasına konu takip rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış bir takip olup paraya çevrilecek rehin, taraflar arasında imzalanmış genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilmiş olduğundan, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği- Genel kredi sözleşmesi ticari bir sözleşme olduğundan, bu sözleşme gereğince çekilen ticari kredi üzerinde kredi müşterisi tarafından nasıl tasarruf edildiğinin (ve ticari olmayan bir araç alımında kullanılmış olmasının) sözleşmenin ticari olan vasfına bir etkisi olmayacağı-
Davanın, kambiyo senedine dayalı icra takibi hakkında açılmış menfi tespit davası olduğu, bu durumda davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olup yerel mahkemece davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmasının doğru olmadığı-
Menfi tespit-istirdat davası-