Dava; kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibine konu edilen senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, davacının dava konusu senetler nedeniyle borçlu olup olmadığına ilişkindir...
Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü alacaklıya ait ise de, alacak ilişkisi kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa senede karşı senetle ispat kuralı gereği ispat yükünün tekrar borçlu tarafa geçeceği, lehtar alacaklının senetteki ihdas nedenini değiştirir şekilde talilde bulunması halinde ise ispat yükünü üzerine aldığının kabulünün gerektiği, somut olayda davaya konu bono üzerinde düzenleme nedeninin "nakten" olarak gösterildiği, davacı her ne kadar taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, davalı ile oğlu arasında ticari ilişki bulunduğu - Bu ticari ilişkide dahi borcun 5.000.000,00 TL olmadığını ileri sürmüşse de davacının asaleten ve şirket yetkilisi sıfatıyla imzaladığı protokol, vekaletnameler ve savcılık dosya örneği dikkate alındığında taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının protokol ile davalıya karşı taahhüdünün bulunduğu, savcılıkta alınan ifadelerden davacının oğlunun yürüttüğü faaliyetlerde oğluyla birlikte hareket ettiklerinin anlaşıldığı bu nedenle davalı savunmasının yerinde olmadığı, davalının senet nedenini talil etmediği, davacının ise senet nedeniyle borçlu olmadığını yazılı belge ile ispatlayamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararlarda bir isabetsizlik bulunmadığı -
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemeyeceği, bu gibi hâllerde de esastan yeni bir hüküm kurulması gerektiği- Bir yandan kararın gerekçesinde yargılama eksikliğine ve bunun giderildiğine değinilirken, bir yandan da ancak İlk Derece yargılamasında usul ve yasaya hiçbir aykırılık bulunmayan hâllerde verilmesi gereken istinaf başvurusunun esastan reddi biçimindeki hüküm fıkrası arasında çelişki ve infazda tereddüt oluşacağı-
Taraflar arasında kararlaştırılan işletme devri gerçekleşmediğinden herkesin sözleşme nedeniyle verdiğini alma hakkı bulunduğu- Lehine ipotek tesis edilen davalının dava konusu ipoteği dava açılmadan önce diğer davalıya temlik ettiği, Savcılık soruşturma dosyası incelendiğinde; dava konusu işletme devri nedeniyle verildiği anlaşılan bonolara ciro yoluyla hamil olan davalıların "bonoların bedelsiz olduğunu" bildikleri kanaatine varıldığı, dosya içeriğinden ipoteğin bu bağlamda bedelsiz olduğunun bildiği kanaatinin yerinde olduğu- İpoteğin fekki talebi konusuz kalmakla birlikte ipotek işletme devri nedeniyle tesis edildiğinden ve işletme devri gerçekleşmediğinden ve davadan önce ipotek davalı tarafından temlik edildiğinden davacının ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği, ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davasının nispi harca tabi davalardan olup, bu talep yönünden ipoteği temlik alan davalı aleyhine davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, kredi sözleşmesine dayalı ilamsız takibe karşı, kredi sözleşmesindeki imzanın sahte olduğu iddiasıyla, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi uyarınca takipten sonra açılmış tespit istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, icra takibinden sonraki sebeplere dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, icra takibine konu kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, keşideci sıfatıyla imza atılan çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, asıl davada taraflar arasındaki taşıma ilişkisinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti, birleşen dava ise taşıma ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir...