Dava dilekçesinde "tapu iptal ve tescil" talebi bulunmasına rağmen, tapu kayıtlarının takyidatlardan arındırılmasına ilişkin bir talep bulunmadığından ve ayrıca tapu kaydında lehine takyidat bulunanlar da davada taraf olmadığından, mahkemece taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek ve ayrıca davada taraf olmayanlar hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, kıdem tazminatı bakımından hüküm tesis edilmiş ise de, dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacağın, ıslah dilekçesiyle istenilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece, davacının dava dilekçesindeki talebi dışına çıkılmak suretiyle, bilirkişi raporunda belirlenen kıdem tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, dava dilekçesinde talep ettiği hafta tatili bakımından olumlu ya da olumsuz hüküm tesis edilmemesinin de kararın bozulmasını gerektirdiği- Davacının ihbar tazminatı talebi olmadığı halde, kararın gerekçesinde "Davalı işveren tarafından ihbar önellerine uyularak yapılmış bir fesih ihbarı yoktur. Davacı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmıştır." denilmesinin yerinde olmadığı, gösterilen gerekçenin dosya kapsamına uygun olmamasının doğru olmadığı-
Davalı tarafça, davacı tarafa yemin teklif edilmek istendiği bildirilmesine rağmen bu hususta bir işlemin tesis edilmediği, hal böyle olunca mahkemece davalıdan yemin sorusu alınmalı ve sonrasında yeminle ilgili usuli işlemler tamamlanarak davacı duruşmaya davet edilmek suretiyle yemin teklifinde bulunulması, davalı tarafın yemin teklifi davacı asile usulüne uygun şekilde bildirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği- Davacının, 18.07.2012-23.09.2013 tarihleri arasında davalı nezdinde çalışmış olsa da, dava dilekçesinde 2013 yılının Nisan ayından sonraki dönemdeki ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmediğini belirterek yalnızca bu dönem bakımından talepte bulunduğu, mahkemece, taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde tüm çalışma dönemi dikkate alınarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu-
Somut uyuşmazlık incelendiğinde asıl dava ve karşı dava dilekçelerinde talep miktarlarının 1.000,00 TL olduğu ve her iki dava yönünden de yargılama devam ederken ıslah ile talep miktarı arttırılmadığına göre her iki davada talep aşılarak yazılı şekilde alacağa karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
HMK’nun 26. maddesine aykırı bir biçimde talep aşılarak davalı şirket yönünden talep edilen miktardan daha fazla miktar kıdem tazminatına kabulüne karar verilmesi talep aşımı olup, kararın bu yönden hatalı olduğu-
Davacının 01.09.2014 tarihinde iş akdini feshettiği dosya içeriğine göre sabit olup ve ayrıca dava dilekçesinde açıkça 01.09.2014 tarihinde iş akdinin feshedildiğinin beyan edilmesi karşısında hükme esas alınan bilirkişi raporunda HMK’nun 26.maddesine aykırı bir biçimde talep de aşılarak davacının işten çıkış tarihinin 03.10.2014 olarak kabul edilmesi ve hizmet süresinin bu tarih esas alınarak tespiti ile talep edilen fazla mesai ücret alacağının da 01.09.2014 tarihine kadar hesaplanması gerekirken bu hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
Dava konusu edilen bir kısım parsellerin davalıların murisi tarafından üçüncü kişiye satıldığı, ne var ki mahkemece, dava edilmesine karşın bu parseller yönünden 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesine aykırı olarak olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamasının yerinde olmadığı- Dava dışı taşınmazın HMK.'nın 26. maddesine aykırı olacak şekilde tazminat hesaplamasına dahil edilmesinin yerinde olmadığı-
Dava dilekçesinde davacının 2004 yılının 9. ayından itibaren çalıştığı ileri sürülmesine karşın 2004 yılının 4. ayından itibaren çalıştığı kabulüne göre hesaplama yapılmış olmasının 6100 sayılı Kanun'un 26. maddesine göre talep aşımı mahiyetinde olduğu-
Gerek dava gerekse de ıslah dilekçesinin talep sonuçlarında, tüm alacakların “brüt” tutarda hüküm altına alınmasının istenilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesince, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları dışındaki ücret cinsinden alacakların “net” tutar üzerinden hüküm altına alınmasının, 6100 sayılı Kanun’un 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu- Bahsi geçen aylık ücret alacağının brüt mü net mi olduğunun belirtilmediği, bu halde, davayı somutlaştırma yükümlülüğü karşısında, dava dilekçesinin “olaylar ve gerekçeli açıklamalar” başlıklı bölümünün “5” numaralı bendinde, toplam ödenmemiş aylık ücret alacağı olarak gösterilen tutarın net mi brüt mü olduğu hususunda davacı vekilinden beyanda bulunmasının istenilmesi gerekeceği, bu yönde bir işlem yapılmamasının, 6100 sayılı Kanun’un 31. ve 194. maddesine aykırı olduğu-
22. HD. 13.02.2019 T. E: 2018/13560, K: 3109-