Sıra cetvelinde davalıya ayrılan paydan öncelikle davacı alacağının karşılanmasına, artan tutar olursa, bunun davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davalının yerinin iptaline şeklinde karar vermiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Şikayetçi alacaklının, "haczin düştüğüne" dair verilen karara karşı, icra mahkemesine yaptığı şikayetin reddedildiği, bir başka alacaklının açmış olduğu tasarrurfun iptali davasına bakan Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen tedbir kararının taşınmazın satışını engel teşkil etmediği, şikayetçinin taşınmaza koymuş olduğu haczin "iki yıllık satış isteme süresi geçmiş olduğundan düştüğü" gerekçesiyle, sıra cetveline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin "Karar düzeltme talebi" ni kabul ederek oluşturduğu en son içtihata göre; sıra cetvelinde alacaklıların alacaklarına "ihalenin kesinleşme tarihine kadar" değil, "ihale tarihine kadar" işlemiş faizleriyle birlikte yer verileceği-
SGK Başkanlığı tahsilât memuru tarafından muhatabın eşinin önüne bırakılmak suretiyle yapılan ödeme emri tebligatları geçerli olmadığından, ihtiyati haczin de kesin hacze dönüşmediği ve hacze iştirak edemeyeceği, bu yön gözetilmeksizin verilen mahkeme kararının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mahkemece, davacının kabul edilen alacak miktarı yönünden, iflas tarihine kadar olan yasal faizi de hesaplanıp, işlemiş faizi ile birlikte kaydı gereken toplam alacak miktarının infazı mümkün ve tereddüte yer vermeyecek şekilde bilirkişi aracılığıyla belirlenmesinden sonra, bu miktar üzerinden iflas masasına kayıt kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece şikâyet edilenin haczinin şikâyetçinin haczinden önce olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Üçüncü kişi nezdinde doğacak(beklenen) alacakların tezkere yazılması suretiyle haczi mümkün olmayıp, İİK.’ nun 89. maddesi gereği uygulama yapılması gerekip, 3. kişi nezdinde doğmuş alacak için haciz talebinde ise haciz tarihinin, haciz yazısının yazıldığı tarih değil, 3. kişiye ulaşıp, kayda işlendiği tarih olup, somut olayda şikâyetçinin haciz yazısının SGK.’ya ulaştığı ve işlemin yapıldığı tarihte borçlunun 3. kişide mevcut alacağı bulunup, diğer alacaklıların yazısı şikâyetçiden önce 3. kişiye ulaşmışsa da ulaşım tarihinde henüz doğmuş bir alacak olmadığından geçerli bir hacizden bahsedilemeyeceğinden, şikâyetçinin şikâyetinin kabulü gerekeceği-
Şikayetçilerin "ihale edilen taşınmazların üzerinde hacizleri bulunduğu halde, icra müdürlüğünce alacaklıya alacağa mahsuben ihale edildiğini, oysa taşınmazların tasarrufun iptali davasına konu olduğunu ve tasarrufun iptali davasını kazandıklarını bu nedenle ipoteklerin kendilerine karşı anlam ifade etmediğini, sıra cetveli yapılması gerektiğini" belirterek "sıra cetveli yapılmak üzere satış bedellerini dosyaya yatırması için ipotek alacaklısına süre verilmesine karar verilmesi"ne yönelik şikayetleri reddedilmişse de, şikayetçilerin icra mahkemesine başvurusu, "kendi icra takip dosyalarından konan haczin öncelikli olduğunun tespiti"ne, yani "hacizlerin sırası"na ilişkin şikayet niteliğinde olduğundan,mahkemece, öncelikle İİK. mad.140 uyarınca sıra cetveli yapılarak alacaklının ihale bedelini yatırmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesi gerekeceği-
Mahkemece, bir malın aynından kaynaklanan kamu alacaklarının İİK.’ nun 206. maddesinin 1. fıkrası gereğince sadece o malın bedeli yönünden rüçhanlı olduğu, şikâyetçi alacağının açıklanan nitelikte olmadığı gerekçesiyle, şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
İİK.’nun 100,138 ve 268. maddeleri gereğince ihtiyati haczin ilk hacze iştiraki için kesinleşmesinin şart olmayıp, sıra cetveli düzenlenirken, hacze iştirak koşulları varsa ihtiyati hacze pay ayrılmasının gerekeceği-