Bir sıra cetveline muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, farklı alacaklılara husumet yöneltilerek şikâyette bulunulmuş olsa dahi tüm şikâyetlerin birlikte incelenerek varılacak sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılmasının, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi açısından ve bir dosyada verilen kararın diğer dosyanın sonucunu etkileme olasılığından kaynaklanan bir zorunluluk olduğu, aynı sıra cetveline yönelik farklı şikâyetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının; kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olabileceği-
Davacının sıra cetveline itiraz edebilmesi için öncelikle dağıtıma konu alacak üzerinde geçerli bir haczinin bulunmasının gerekeceği- Borçlunun üçüncü kişi ile arasındaki bir hukuki ilişkiden kaynaklanan henüz doğmamış fakat doğması muhtemel alacağın haczinin, İİK'nın 89. maddesine göre mümkün olduğu- İİK'nın 89. maddesine uygun 'haciz ihbarnamesi' yerine 'müzekkere' yazılarak haciz konulmasının ise, aynı yasanın 88. maddesinde düzenlenen menkul haczi hükmünde olduğu- Haciz müzekkeresi ile ancak mevcut bir alacak üzerine haciz konulabileceği-
HUMK'nın 193. maddesinde düzenlenen on günlük sürenin 01.10.2011 tarihinde dolduğu, bu tarihte 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girdiği, HMK'nın 20. maddesinde ise, HUMK'nın 193. maddesine paralel bir düzenleme ile, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde görevli ya da yetkili mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği hükmü kabul edildiği, davacı vekilinin derhal uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 20. maddesindeki iki haftalık sürenin dolduğu 06.10.2011 tarihinden çok sonra, 03.01.2012 tarihinde gönderme dilekçesi verdiği anlaşıldığından, mahkemece, HMK'nın 20/1. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı-
İstifa eden kooperatif ortağının 1163 sayılı K. mad. 17/1. ve anasözleşme uyarınca hesaplanması gereken çıkma payı alacağın iflas masasına kaydı mümkün alacaklardan olduğu, davacıya iadesi gereken meblağın, ödediği aidatların toplamı kadar olmayıp, yapılan toplam ödemeden ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden kısımlarının mahsubundan sonra bakiyesi olduğu, bu yasal düzenlemeye uyulmaması diğer ortaklar aleyhine sonuç doğurduğu gibi, davacı açısından nedensiz zenginleşmeye de yol açacağı, yatırılan aidatlardan genel gider payının düşülmesi yasa hükmü gereği olup, bundan vazgeçilmesinin ancak genel kurul tarafından aksinin karar altına alınması ya da kooperatifin ortaklığı sona erenler için aksi yönde bir uygulamasının daha önce oluşmuş olması şartına bağlı olduğu- İflas etmiş olan borçlunun henüz vadesi gelmemiş (müeccel) borçlarının da iflasın açılması ile muaccel hale geleceği-
Sıra cetvelinin kural olarak rehin ve haciz tarihlerine göre düzenleneceği-
Şikâyet davalarında, şikâyetin kabulü durumunda; iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, HMK nun hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrarlanmamasına ilişkin 297/2. maddesine aykırı olarak gerekçe kısmı hüküm bölümünde yeniden tekrarlanmak suretiyle hüküm tesisinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
HMK.’nun 297/1-c ve 297/2. maddeleri uyarınca mahkememe kararlarının hüküm ve gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişki bulunmamasının gerekeceği, mahkemece verilen kararda şikâyetin reddine karar verilmişse de verilen kararda gerekçe ve hüküm birbiriyle çelişmekte olup hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mahkemece, şikâyetçinin alacaklı olduğu dosyalardan konan hacizlerin düştüğü, sıra cetvelinin ayakta olan hacizlerin sırasına göre düzenlendiği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Masa alacaklarının (borçlarının), iflas açıldıktan sonra iflasın tasfiyesi için bizzat masa (yani, masa adına iflas dairesi veya idaresi) tarafından yapılan borçlar olduğu (örn: iflas kararının ilanı giderleri, defter tutma giderleri, masa mallarının muhafazası için kiralanan depo için ödenecek kira, iflas idaresinin ücreti, masanın (iflas idaresinin) taraf olduğu davaları takip eden avukatın avukatlık ücreti), masa alacaklarının, iflas alacaklarından önce ve iflas masasından tam olarak ödeneceği; davacı tarafça iş mahkemesinin kararına dayalı olarak iflastan sonra icra dosyasına ödeme yapılıp BK. mad. 147 gereğince rücu hakkına dayanan alacağın iflastan sonra ödenerek doğduğu ve kayıt kabul (İİK. mad. 235) istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp iflastan sonra doğan masa borcu niteliğinde olduğu-
Kural olarak, sıra cetveline itiraz davalarının maktu vekalet ücretine tabi olduğu-