Sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin şikayet dilekçesine ekli haciz ihbarnamesinde şikayet olunanın adresinin yazılı olduğu görülmekle, mahkemece HMK’nun 114. maddesi gereği dava şartlarının incelenmesi gerekirken, davanın 119/b maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde mahkemece duruşma açılması ve taraf teşkili sağlanarak alacaklılara savunma hakkı tanınması gerektiği- şikayetçi vekili, sıra cetvelinde pay ayrılan 3,4,5 ve 6.sıradaki dosya alacaklılarının hacizlerinin düştüğünü, müvekkillerinin hacizlerinin devam ettiğini ileri sürdüğünden, ilgili tüm icra dosyalarının getirilerek İİK. mad. 106 ve 110 gereğince, haciz tarihinden itibaren iki (şimdi; bir) yıl içinde satış istenmemesi ve satış için ilgili giderlerin iki yıl içinde yatırılmaması halinde haczin düşeceği, 59.madde hükmüne göre satış giderlerinin yatırılması halinde geçerli bir satış talebinin varlığından sözedilebileceği, taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılması ve bu amaçla masraf yatırılmasının satış talebi olarak yorumlanamayacağı ilkeleri üzerinde de durularak karar verilmesi gerektiği-
İİK.’nun 142. maddesine göre, sıra cetveline itirazın alacaklıya tanınan bir hak olduğu, hukuki yararı bulunan her alacaklının sıra cetveline itiraz edebileceği, bu hakkın alacaklılara tanınmış olup, borçlunun kural olarak itiraz hakkının bulunmadığı-
Sıra cetveline itirazın alacaklıya tanınan bir hak olduğu, hukuki yararı bulunan her alacaklının sıra cetveline itiraz edebileceği, bu hak alacaklılara tanınmış olup, borçlunun kural olarak itiraz hakkının bulunmadığı-
İflas kararı verilebilmesi için, usulüne uygun depo emrine rağmen borcun ödenmemesinin gerektiği, depo emrinin, verildiği güne kadar alacağın esası ve eklentileri hesaplanıp buna göre bulunacak miktar üzerinden verilmesinin gerekeceği, ayrıca ödeme süresi ve depo emrine uyulmamasının sonuçlarının da gösterilmesinin gerektiği-
Mahkemece, şikâyet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında borçlu şirkete posta ile ödeme emri tebliğ edilemese dahi borçlu şirket yetkilisinin icra dairesine gelerek borcu kabul beyanı üzerine takibin kesinleştirildiği ve haciz uygulandığı, takibin kesinleştirilmesinin usulsüz olduğu ve bu tarihte sadece ödeme emrinin tebliğ edildiği varsayılsa bile takip türü itibarıyla 10 günlük ödeme süresinin sonunda takibin kesinleşeceği, şikâyetçinin yaptığı takiplerin kesinleştiği tarihler dikkate alındığında, şikâyet olunanın takibinin şikâyetçinin takibinden önce kesinleştiği için sıra cetvelinde şikâyetçiden önce yer almasının ve buna göre hazırlanan sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İflâs idaresince hazırlanıp ilan edilmiş olan «sıra cetveli»ne karşı «sıra cetveline itiraz davası»nı (İİK. mad. 235) açma süresinin -bu madde uyarınca gerekli avansı iflâs idaresine yatırmış olan alacaklılar için- «sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren» işlemeye başlayacağı-
Satılarak paraya çevrilen 90 ve 91 numaralı dükkanların bulunduğu taşınmazın tapu kaydında Şehzade S. Vakfı şerhi olduğu, taşınmazın yerleşim alanı olduğu nazara alındığında gayrisahih vakıf tanımına göre miri arazi olmayıp teffizen bedeli karşılığında verilen yerlerden ve sahih vakıf nitelikli taşınmaz olduğu ve sıra cetvelinde ayrılan taviz bedelinin yerinde olduğu-
İİK’nun 140. maddesi uyarınca düzenlenen sıra cetvelinde, bedeli paylaşıma konu malların üzerine haciz konulmuşsa bu hacizlere ilişkin takip dosyası bilgileri, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihler ve dayanak bilgilerine yer verilmesinin gerekeceği, bu tür bilgileri içermeyen, sadece satış bedelinin belli bir dosyaya ödenmesini öngören icra müdürü tarafından imzalı belgenin anılan kanun hükmüne uygun bir sıra cetveli olmadığının gözetilmemesinin doğru olmadığı-
Şikayet, şikayetçi tarafından satış aşamasında ödenen satış giderlerinin, satış bedelinden öncelikle kendisine ödenmesi gerektiğine dayandırıldığı; mahkemece de, bu talep alacağın esasına itiraz olarak değerlendirilmişse de, alacağın esası ile ilgili bir iddia ve uyuşmazlık bulunmayıp aksi yönde varılan sonucun hatalı olduğu-