Kısmi ödemelerin öncelikle fer'i alacaklardan mahsubu gerekeceği (TBK. mad. 100)-
Takip dosyasında yapılan kısmi ödemelere ilişkin hesaplanmada, TBK. mad.100 (BK. mad. 84) hükmünde yer alan, faiz ve masrafları ödemede geciken borçlunun, yaptığı kısmi ödemenin alacaklı tarafından öncelikle faize ve masraflara mahsup edebileceği şeklindeki amir hüküm gözetilmeden ödemelerin doğrudan belirlenen alacak kalemlerine mahsubunun kanuna aykırı olduğu-
İlamda hükmedilen işçilik alacaklarının, ilam vekalet ücreti, yargılama gideri ve faizlerinin tahsili için 12.12.2013 tarihinde takip başlatıldığı, İcra Mahkemesi'ne gönderilen Beylikdüzü PTT Merkez Müdürlüğü'nün 03.03.2014 tarihli cevabında, 10.12.2013 tarihinde 3 defa 3000,00 TL miktarında ve bir defa 1500,00 TL miktarında havalenin itiraz dilekçesine ekli makbuzlardan da anlaşılacağı üzere, konutta ödemeli olarak gönderildiği, alıcı tarafından da çekilmediğinin bildirildiği, icra takibi 12.12.2013 tarihinde başlatıldığına göre, takipten önce gönderildiği anlaşılan havalelerin alıcıya konutunda ulaştığı tarih ve alacaklının temerrüdünün oluşup oluşmadığının önem taşıdığı, mahkemece ilgili PTT şubesinden bu konuda açıklama alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacıya kullandırılan krediye uygulanacak faizin, davalı bankanın 21.10.1992 tarihli Kredi Kullandırım Onay formunda Libor olacağı,29.12.1992 tarihli Kredi Komitesi Kararında ise kredi ana para tutarlarına 2. yıla ilişkin döneminin başlangıcından itibaren yıllık Libor+2 faiz oranı uygulanmasına karar verilip kredinin buna göre kullandırıldığı anlaşılıp söz konusu 21.10.1992 tarihli Kredi Kullandırım Onay formu ile 29.12.1992 tarihli Kredi Komitesi kararı uyarınca belirlenen yıllık faiz oranları üzerinden hesaplama yaptırılıp,yapılan ödemelerinde TBK. 100. maddesi uyarınca öncelikle tahakkuk etmiş olan faizden düşülerek kalan miktarın tespit edilip sonucuna göre bir karar verilemesi gerektiği-
Ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazında sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulmasının zorunlu olduğu- Mahkemece, TBK'nun 100. maddesi ve İİK'nun 169/a-1 maddesi gözetilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi gerektiği-
Limit ipoteğine dayalı olarak başlatılan ilamlı icra takibine karşı icra mahkemesine yasal yedi günlük süreden sonra yapılan itfa iddiasına (İİK. mad. 33) dayalı borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- İcra emri tebliğinin bila tebliğ iadesi üzerine, Teb. K. mad. 35 uyarınca başkaca çıkarılmış tebligat bulunmadığına göre, bu borçlu (şirket) yönünden itfa itirazının yasal süre olduğunun kabulü gerektiği- İtfa itirazını yazılı nitelikteki belgelerle ispatlanması gerektiği (İİK. mad. 149/a; 33/1) ve itfaların da öncelikle faiz ve fer'i alacaklara mahsubu gerektiği (TBK. mad. 100)- Borçluya noter aracılığı ile gönderilen hesap kat ihtarın üzerine, borçlunun hesap özetine 8 günlük süre içinde itiraz etmemesi durumunda, ihtarnamedeki alacak miktarının kesinleşmiş olacağı ve borçlu kesinleşen miktara itiraz edemez ise de, borçlu,  ihtarname tarihinden sonra borç yapılandırılması gereği yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin makbuzlar sunduğundan, mahkemece, borçlunun hesap kat ihtarından sonraki ödeme iddiasının, borç yapılandırılma sözleşmesinin de ilgili bankadan temini ile bu yapılandırma gereği yapılmış ödemeler olup olmadığı da sorularak, borçlu tarafından sunulan ödeme belgelerinin İİK. mad. 33 bağlamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tartışılarak, bu kapsamında olduğu sonucuna varılırsa, gerektiğinde bilirkişi raporu alınması suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği-
Takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerektiği- Takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde ise aynı sonuca varılamayacağı-TBK'nun 100. maddesi uyarınca, İİK'nun 71. maddesi kapsamında yapılan kısmi ödemelerin, öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekeceği- İcra kefilinin icra kefaletine dair icra emri düzenlendiği tarihten sonrası için (%29) işleyecek faiz oranı üzerinden kısmı ödemeler düşülerek sorumlu olduğu tutarın belirlenmesi gerektiği, tüm borçtan sorumluymuş gibi üstelik takip çıkışı toplam miktarı üzerinden işleyecek faiz hesaplanarak borçtan sorumlu olması gereken tutarın belirlenmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, takip borçlusunca icra dairesine yapılan ödemeler değerlendirilerek, itfa itirazı yönünden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılıp Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılarak, icra takip dosyasında fazla ödenen bir paranın olup olmadığı tespit edildikten sonra şartları oluşmuş ise icranın geri bırakılması ile varsa fazla ödemenin borçluya iade edilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Yat bağlama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemi-
Taraflar arasındaki ilişkinin menkul satış sözleşmesi olduğu, davalının davacıdan kumaş satın aldığı, alınan kumaşlarda renk farkı şeklinde açık ayıbın bulunduğu, ancak bu ayıbın süresi içinde davacıya ihbar edilmediği, davalının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı, bu sebeple ayıp sebebiyle uğranıldığı iddia edilen zarar talebini içeren karşı davanın reddi gerektiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 50.120,65 TL alacağının bulunduğu, takip tarihinden sonra 12.03.2014 tarihinde davalı tarafından 28.520,66 TL davacıya ödemede bulunulduğu, bu miktarın talep edilen rakamdan düşülmesi gerektiği, sonuç itibariyle davacının 21.599,99 TL alacağının kaldığı, bu miktara takip tarihinden itibaren % 11,75 oranından başlamak ve talebi aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi gerektiği, takip tarihi ile kısmi ödemenin yapıldığı tarih arasında işleyen faiz, icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücretinin İcra Müdürlüğü’nce infazda dikkate alınması gerektiği, asıl dava itirazın iptali davası olduğundan takipten sonra ve davadan önce 12.03.2014 tarihinde davalı tarafından yapılan 28.520,66 TL ödeme nedeniyle bu miktar yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hükmolunan alacağın faturalara dayanması nedeniyle likid olduğu gerekçesiyle, asıl davanın 21.599,99 TL alacak üzerinden kısmen kabulüne, bu miktar üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takipten sonra yapılan 28.520,66 TL’lik ödeme açısından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davacının iş bu kısma ilişkin isteminin dava şartı yokluğundan reddi gerektiği-