Finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, hükmü izlemeye elverişli gerekçeli karar oluşturulmak üzere, taraflar arasındaki sözleşmelerin bütün maddeleri irdelenip, bilirkişinin takdirini mahkemeye bıraktığı seçeneklerden hangisine ne surette itibar edildiği gösterilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, dosya borcunun ödendiğini ileri sürerek hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, memurluk kararının iptali ile belediyelerdeki alacakları üzerine konulan hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yaptığı başvuruda, şikayet tarihine kadar ki, borç ödemelerinin esas alınması gerektiği- Yapılan ilk ödeme tarihine kadar, alacağa işleyecek faizden, TBK'nun 100. maddesi gereği, öncelikle faiz kaynaklı alacağın düşülmesi ve bu hesaplamanın her bir ödeme tarihine göre ayrı ayrı yapılması gerektiği halde, dönemsel ödemeler yapıldığı gözetilmeksizin ve alacaklının alacağına faiz işletilmeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu-
Şirket çalışanı U. T. 'nun e-posta gönderisindeki "konu yükle alakalı 3 konteyner ile ilgili storage ve demoragge masraflarını teyit ediyoruz , yine bizim tarafımızdan ödenecektir, gümrük ve demoraj masrafları" beyanları dikkate alınarak davalının davacıya ihtarname tarihi itibarıyla borçlu olduğu kabul edilerek, davacı vekilinin dava konusu alacağa karar tarihindeki döviz satış kuru karşılığını talep ederek ihtarname tarihinden itibaren reeskont faizinin uygulanmasını talep etmiş ise de 818 sayılı BK. mad. 83 uyarınca vade veya fiil ödeme tarihindeki satış kuru üzerinden yabancı para karşılığı TL istenebileceğinden davalının temerrüte düştüğü vade tarihi itibarıyla yabancı para efektif satış kuru üzerinden TL'ye çevrilerek alacağın davalının temerrüte düştüğü vade tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilmesi gerektiği-
Davacı ile davalı Finansal Kiralama Şirketi arasında iki adet Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığı ve toplam kira bedelinin finansal kiracı tarafından 27 ayda ödenmesinin kararlaştırıldığı ancak ödemede gecikme nedeniyle finansal kiralama şirketinin hesabı kat ederek ihtarname keşide ettiği ve verilen 60 günlük ödeme süresi sonunda temerrüdün oluştuğu ve davalı finansal kiralama şirketi borçlu tarafından edim yerine getirilmediği için elinde bulunan kambiyo senetlerini ve teminat olarak almış olduğu ipoteği icra takibine tahsil amacı ile koymuş olduğu, kambiyo senetlerinin borçlusu dava dışı kişiler olduğu ve davalının, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine ve ipoteğe müracaat etmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı- Davalı finansal kiralama şirketinin takip tarihi itibariyle sözleşmeden doğan alacağın konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla belirlenip hükme esas alınan bilirkişi raporuna yapılan itiraz da gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiasının, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edileceği- Nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği-
Takibin kesinleşmesinden sonraki ödemeye ilişkin itfa itirazının süreye tabi olmadığı-
Borçlunun yaptığı kısmi ödemeye rağmen bakiyenin fahiş olduğunu ileri sürüp alacağın ilama uygun olarak bilirkişi aracılığıyla belirlenerek yapılan ödemenin de mahsubunu istemesinin şikayet niteliğinde olup hakkında karar verilmesi gerektiği-
Yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesinin zorunlu olduğu, maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantının da ancak bu şekilde kurulabileceği, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesinin mümkün olacağı, kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekeceği-
Faturaya dayalı cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacının takip tarihi itibariyle alacağı belirlenip davalı ödemeleri de TBK'nın 100. maddesi uyarınca alacaktan mahsup edilmek suretiyle davalı itirazlarını da karşılayacak mahiyette denetime açık bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı kiracının hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle yaptığı harici ödemelerin icra dosyasına geç bildirilmesi nedeniyle davacı tarafın zararı olduğu tespit edildiğine göre bu miktar üzerinden itirazın iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği- Takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği- İİK. mad. 67/2 uyarınca, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine %20'dan aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği- Davalı kiralayan, bu davanın konusu olan davacı hakkında başlatılan icra takibi üzerine davacı kiracının harici ödemelerini bilebilecek durumda olup, bu ödemeleri icra dosyasına da geç bildirdiğine göre itirazının kötüniyetli olduğunun kabulü ile davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden %20 icra tazminatı verilmesi gerektiği-