Cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olan davada, taraflar arasında düzenlenen protokol ile davacıya verilen 30/12/2013 düzenleme 25/05/2014 vade tarihli 41.750,00 TL bedelli senedin tahsili sonucu borcun sona ereceğinin düzenlendiğini ve senedin tahsili nedeniyle davanın konusuz kaldığını savunan davalı tarafça sunulan ve davacı şirket yetkilisi imzasını taşımayan protokolün davacıyı bağlamayacağı gözetilerek takip tarihi itibariyle davacı alacağı belirlenip yargılama sırasında bono ile yapılan ödemenin 6098 sayılı TBK mad.100 (818 sayılı BK mad. 84) gereğince icra müdürlüğünce infazda nazara alınacağı da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, icra takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan dönem içerisinde asıl alacağa işleyecek faiz miktarı bulunarak ve T.B.K.'nun 100.maddesi gereğince yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle bulunacak miktar ile icra vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden takibe devam edilmesi gerekeceği-
İcra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, takip konusu edilen asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı toplamı üzerinden, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, takip tarihi ve ödeme tarihi arasında işlemiş faiz alacağının mevcut bulunduğu, yapılan ödemelerin TBK'nın 100. maddesi uyarınca öncelikle işlemiş faiz ve giderlere mahsup edileceği gözönünde bulundurulup kalan asıl alacak tutarı ve icra takip masrafları ile vekâlet ücreti yönünden itirazın iptalini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü ile hüküm altına alınması gerektiği- Davacının hukuki yararı bulunmayan kısım yönünden, HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği- 
Takipten önce yapılan ödemelerin TBK. mad. 100 gereğince öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi gerektiği- B.ye alacak yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekeceği-
Birden fazla borcu bulunan borçlunun, ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkına sahip olduğu- Geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde, tediyenin (ödemenin) muaccel olan borca mahsup edileceği, birden çok borç muaccel ise tediyenin, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edileceği, icra takibi yapılmamış ise tediyenin, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edileceği- Taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı, takibin fatura tutarının bir kısmına dayandırılarak yapıldığı anlaşılmakla, bu tutarın dışındaki alacağın tahsil edildiğinin alacaklının da kabulünde olduğu- "Taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu itibarla takip öncesinde yapılan kısmi ödemelerin alacaklı yanca hangi borca mahsup edilmesi istenmişse bu iradeye üstünlük tanınması ve ödemelerin birden çok borcun vadelerine göre sıralanmasının gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Takipte istenilen asıl alacak ve işlemiş faiz miktarının ipotek senedine uygun olmadığını, yaptığı ödemelerin ipotek miktarını aştığını, borcu fazlası ile ödediğini ileri sürerek takibin iptalini ve ipoteğin kaldırılmasını isteyen borçlunun süreye tabi bulunmayan limit aşımı şikayeti ile takip sonrası ödeme iddiasının esasının incelenmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği-  Takibe konu ipoteğin 30.000 TL ipotek limiti ile sınırlı olmak şartıyla davacının yaptığı ödemelerin BK. mad. 100 gereği dosya hesabında dikkate alınması gerektiği-
Davalının ödeme emrinin tebliğ edilmesinden önce davacının banka hesabına yaptığı ödemeler TBK. mad. 100 gözetilerek dava tarihi itibariyle bakiye alacak tespit edilerek sonucuna göre itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, itirazın tümden kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Taraflar arasında akdedilmiş ve feshedilmemiş sözleşmeler kapsamında kalan işler tamamlanmış olup, davalı yüklenici tarafça eksik ve kusurlu işlerin davacı taşeron tarafından tamamlanmadığı savunması kanıtlanamadığından, bilirkişiler kurulu raporunda geçici ve kesin kabul tutanaklarında belirlenen ve sonradan giderildiği anlaşılan eksik ve kusurlu işler bedelinin teminat çekleri bedelinden mahsubuna karar verilmesinin doğru olmadığı- Davalı tarafça, yargılama sırasında cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen belgeler ve daha sonra ibraz edilen belgelerle davacı taşeronun sigorta prim borçlarının ödendiği ileri sürüldüğünden, taşeronun işçilerinin sigorta prim ödemelerinin yüklenici tarafından yapıldığı savunması, hukuki niteliği itibariyle, aynı hukuki ilişkiden doğup, sözleşmelerin 13. maddeleri kapsamında taşeronun yüklenmiş olduğu bir edimin yüklenici tarafından yerine getirildiğinin iddia edilmiş olmasına göre, mahsup itirazı niteliğinde olduğu-
Takipten önce hesaptan para çekildiğinin anlaşılması durumunda icra takibi yapılmasının haklı olmadığı, hesaptan para çekilmemiş ise icra takibinin haklı olduğu ve bu durumda da asıl alacağa faiz, vekalet ücreti ve icra masrafı yürütülebileceği-
Faturalara dayalı icra takibinde itirazın iptali davasında, davalının takipten sonraki 26.605,16 TL tutarındaki ödemesinin BK 84.maddesi gereğince öncelikle faiz ve ferilerden düşülmesi gerektiği, buna göre davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 13.861,11 TL asıl alacak olmak üzere toplam 14.587,08 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul,kısmen reddine, itirazın kısmen iptali ile takibin 13.861,11 TL asıl alacak olmak üzere toplam 14.587,08 TL üzerinden devamına, asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiği-