Bölge Adliye Mahkemesi'nce, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde hata edildiği tespit edildiği takdirde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince, istinaf isteminin kabulü ile gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiği halde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumlarda öncelikle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi ardından yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulmasının gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumlarda, öncelikle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi ve yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesi’nce yapılan istinaf başvuru incelemesinde, İlk Derece Mahkemesi’nin fesih gerekçesinin hatalı olduğu yerinde olarak tespit edilmiş ise de; mahkeme gerekçesi tamamen değiştirilmek suretiyle sonuca gidildiğinden, HMK’nun 353/1-b-2. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, kararın gerekçesinde hata edildiği belirtildikten sonra düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi yerine yazılı şekilde esastan ret yönünde hüküm tesisinin usule aykırı olduğu- Takip dosyası aslının incelenmesinde; ihaleye konu taşınmaza son haczin konulduğu tarih ile alacaklının taşınmazın satışını isteyip satış avansını yatırdığı tarih arasında, İİK’nun 106. maddesinde öngörülen 1 yıllık sürenin geçmediği görüldüğünden, mahkemece borçlunun fesih iddiaları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkin davada; Mahkemece, mirasbırakan ... tarafından yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, hükmün istinafı üzerine, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, ne var ki vekalet ücretine esas alınan taşınmaz bedelinde hata yapıldığı gibi davaya dahil edilenlerin taraf sıfatları bulunmadığından aleyhlerine hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik ve dahili davalıların istinaf başvurularının kabulüne, hükmün ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne, dahili davalılara yönelik karar verilmesine yer olmadığına ve hükmün fer’ilerinden davalının sorumlu tutulmasına-
Mahkemece, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verileceği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesinin birinci fıkrasında “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmeder.” şeklinde düzenlendiği- Anılan yasa maddesi doğrultusunda, davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen tarafın yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olacağı- Ayrıca eldeki davanın, fiili kullanım şerhinin düzeltilmesine yönelik olup, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmadığından hüküm altına alınması gerekli harcın ve vekalet ücretinin maktu olması ve Hazine'nin bu davalarda yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği-
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıda olsa da, kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığın ispat yükümlülüğünün davacı borçluya ait olduğu- Bononun tarafların iradesi dışında düzenlendiği veya teminat bonosu olduğunun yazılı delille ispatlanması gerektiği- Davalının polis merkezindeki beyanlarından, davalının kefil sıfatıyla davacı keşideci borçlunun dava dışı üçüncü kişiye olan borcunun ödenmediğini ikrar ettiği, icra takip tarihinde bononun teminat fonksiyonunun devam ettiği ve bonoya konu alacağın muaccel olmadığı anlaşıldığından, davalının beyanı yanlış değerlendirmek suretiyle menfi tespit davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, hükmün gerekçesi değiştirildiğinden, istinaf isteminin kabulü ile hükmün gerekçesinin düzeltilerek yeniden esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmediği-
HMK. 326/1 gereğince kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği- Davacılar gerek ilk derece mahkemesinde gerekse yapılan istinaf incelemesi sonunda haksız bulunarak açtıkları dava reddedilmiş olup istinaf sisteminde, istinaf talebinin kabulü ile inceleme yapılmasına şeklinde bir karar bulunmadığı ve Bu nedenle istinaf talep etmekte haklı oldukları gerekçesiyle davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-