İstinaf başvurunun esastan reddine karar verildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin hükmüne müdahale anlamına gelecek herhangi bir ekleme yahut düzeltme yapılmasına imkân bulunmadığı- İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılmadan mevcut kararın hüküm fıkrasında düzeltme yapılmasının kanun hükümlerine açıkça aykırı görüldüğünden kararın bu sebeple bozulması gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde hata edildiği tespit edilmiş olmakla, HMK’nin 353/1-b-2. maddesi gereğince, istinaf isteminin kabulü ile gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiği halde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olacağı-
Ziynet alacağı davasının karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesinin kararının kesin nitelikte olduğu- Hüküm ile gerekçe bölümünde oluşturulan çelişkinin tek başına bozma sebebi olduğu-
6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Kanuna eklenen geçici 10.madde ile işverene sağlanan teşvikten yararlanmaya dair başvurunun işleme alınması gerektiğinin tespiti ve aksine Kurum işleminin iptali istemi- Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtay’ca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosyanın, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderileceği-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
İlk derece mahkemesince asli müdahillik talebinin kabul edildiği, asli müdahilin yargılamalara iştirak etmiş olduğu anlaşıldığından bölge adliye mahkemesince eksik harcın ikmal edilmesi, harç ikmal edildikten sonra asli müdahilin talebi hakkında bir karar verilmesi için dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekirken, K.A' nın nispi harç yatırmaması nedeniyle asli müdahil sıfatı kazanmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
HMK’nın 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde altı alt bent hâlinde sayılan hâllerde bölge adliye mahkemesinin verdiği esası incelemeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi kararları kesin olduğundan temyiz edilemez.
Her iki tarafın da kusuru ispatlanamamışsa tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olduğu kabul edilerek hükmün gerekçesinin düzeltilmesi cihetine gidildiğine göre artık yapılacak işin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olarak esas hakkında yeniden karar vermekten ibaret iken, hüküm fıkrasında gerekçenin düzeltildiği belirtilmesine karşın, hüküm kendi içerisinde çelişecek şekilde, esastan ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bölge adliye mahkemesinin kadının manevi tazminat talebi hakkında icrai bir hüküm kurmaksızın "manevi tazminat taleplerinin kabulü gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine" şeklinde karar vermesinin yerinde görülmediği- Velayet hususunda, idrak çağındaki çocuğun velayet konusundaki görüşünün alınması ve tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-