Davalı asıl işverenle davacıların işvereni dava dışı A. AŞ arasında çamaşır yıkama, kurutma ve dağıtım hizmet sözleşmesi imzalanmış olup, çamaşır yıkama ve kurutma işinin davalı işverene ait işyerinde yapılmadığı, alt işverenin bağımsız işyerinde yapıldığı ancak davacıların kirli çamaşırların toplanması ve yıkanan çamaşırların dağıtılması işinde çalıştıkları tespit edildiği, Davacının açıkça çamaşır toplama ve dağıtım işinde ve asıl işverene ait işyerinde çalıştığını ve sadece asıl işverene hizmet ettiğini iddia ettiği, tanıkların da çamaşır dağıtım işinde 4 işçinin Üniversitede görev aldığını belirttiğinden, asıl işverenin yardımcı işi niteliğindeki çamaşır yıkama-kurutma ve dağıtım işinin toplama ve dağıtım kısmında çalışan davacının münhasıran asıl işverene hizmet verip vermediği, tüm mesaisini Üniversiteye hasredip hasretmediği, tüm hizmet süresinin Üniversitede geçip geçmediği araştırılarak sonuca göre davacının münhasıran Üniversiteye iş görme edimini yerine getirdiği anlaşıldığı taktirde asıl-alt işveren ilişkisinin varlığı kabul edilerek karar verileceği-
Davalı ortaklık ile dava dışı Ordu Büyükşehir Belediyesi arasında hizmet alımı tip sözleşmesi yapıldığı, davacının aynı işyerinde aynı işi yapmaya devam ettiği dikkate alındığında, davalı ortaklık ile dava dışı Ordu büyükşehir Belediyesi arasında düzenlenen hizmet alımı sözleşmesinin geçerliliği veya muvazaaya dayanıp dayanmadığına yönelik yapılacak yargısal denetim sözleşmenin diğer tarafının yani dava dışı Ordu Büyükşehir Belediyesinin hak alanını da etkileyeceğinden, davanın adı geçen işverene teşmili için davacıya usulüne uygun süre verilmeli, dava teşmil edilirse yargılamaya devam edilerek tarafların delilleri toplanmalı, feshin geçerli ya da haklı sebebe dayanıp dayanmadığı tespit edilmeli, feshin geçersiz olduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde ise, alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayandığı anlaşılırsa asıl işveren işyerine iadeye, muvazaa bulunmayıp bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı sonucuna varılırsa alt işveren işyerinde ise iadeye ve kanuni haklardan alt işverenle birlikte asıl işverenin de sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Davalı işyeri 6772 s. Kanun kapsamında kaldığından, davacıya yılda 4 tam maaş tutarında ikramiye verilmesinin mümkün olmadığı, davacıya 6772 s. Kanun gereği, 52 günlük ve ... gereği de en fazla 2 maaş tutarında yevmiye verilebileceğinden toplamda yılda 112 günlük ikramiye ödenmesi gerektiği- Davalı, işyerinde işçilere yılda 4 tam maaş tutarında ikramiye verildiğini iddia etmiş, davacının dosyada bulunan iki aya ilişkin ücret bordrosunda ayrı ayrı 10'ar günlük ikramiye tahakkukunun bulunduğu görülmüş olup, 2006 yılından sonraki tarihlere ait Toplu İş Sözleşmelerinde, işçilere aylık ücretleri tutarında olmak üzere yılda 4 tam maaş ikramiye verileceği düzenlenmiş olduğundan, işverenin yılda 4 tam maaş tutarında ikramiye vermesinin 6772 s. Kanun'un Ek 1. maddesine açıkça aykırı olduğu- Davalı işyeri 6772 s. Kanun kapsamında kaldığından, yılda en fazla 2 tam maaş tutarında ikramiye verilmesinin mümkün olduğu- Davacının sendikaya üye olduğu tarih ile Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarih ilgili sendikadan araştırılarak, davacının dönem bordroları ise işyerinden getirilerek, yılda 4 maaş tutarında ikramiye ödenip ödenmediği belirlenip, yılda 112 gün yevmiye ödenmişse, davanın reddine karar verilmesi, ödenmediği taktirde ise aradaki fark tespit edilerek bu farka hükmedilmesi gerektiği-
Asıl-alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde; "biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıklarının, alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığının, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının, alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının, istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının, alt işverene verilen işte, asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Davalılar arasındaki kira sözleşmeleri, tanık beyanları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte dikkate alındığında davacının yaptığı işin davalının faaliyet alanı içinde kaldığı ve kira sözleşmesi ile işin bir bölümünün verildiği ve bu durum itibari ile asıl-alt işveren ilişkisinin varlığının bulunduğu, mahkemece gerçek anlamda asıl-alt işveren ilişkisinin unsurlarının olup olmadığı, davalılar arasındaki bu ilişkinin muvazaalı olup olmadığını araştırıp, işe iade edilecek işverenin belirlenmesi gerektiği-
İzmir 1. İş Mahkemesi'nde görülen davada da davacının emsal işçiye göre ücretinin belirlenmesine yönelik talebi olduğundan davada verilecek karar, bu davayı da etkileyecek nitelikte olduğundan, İzmir 1. İş Mahkemesi'nin davasının kesinleşmesi beklenerek eldeki davanın bitirilmesi gerektiği- Getirtilen hesap ekstresine göre, davacının Yapı Kredi Bankası hesabına 09.03.2011 tarihinde “J... tarafından gönderilen” açıklaması ile 12.909.93 TL yatırıldığı görüldüğünden bu miktarın kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi olup olmadığı belirlenip hesap edilen alacaklardan mahsubunun gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerektiği-
Muvazaalı alt işveren ilişkisinde işçinin başlangıçtan beri asıl işverenin işçisi olarak kabul edilip; muvazaalı alt işveren ilişkisinde,muvazaalı işlemin tarafı olan alt işveren acentenin de işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği-
TELEKOM ve dava dışı ASSİST arasındaki ilişkinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olup “iş kolu tespiti kararına kadar olan dönemler için” muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamaların dikkate alınarak “bu dönemlere” ait davacının tüm isteklerinin değerlendirilmesi gerekeceği, davacının davası ile talep ettiği dönemin tamamı da 05.07.2012 tarihinden önceki dönem olup, davalı ve dava dışı A. şirketi arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek, değerlendirmenin ona göre yapılması gerektiği, buna göre de, davacının işyerinde geçerli olan sekizinci ve dokuzuncu dönem toplu iş sözleşmelerinden yararlanması gerektiğinden davanın reddine karar verilemeyeceği-
İyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan şirketin davacının Genel Müdürlüğe süresi içinde başvurması ve süresi içinde işe başlatılmaması halinde dört aylık brüt ücret tutarından, diğer bir anlatımla geçersiz sebeple fesih sonucuna bağlı kanuni yaptırım sonucu doğan alacağından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Ücret, ilave tediye, kıdem tazminatı, ikramiye, yemek ile yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine-
Yazılı bir fesih bildirimi olmaması ve ihale süresinin sona ermesinin fesih gerekçesi yapılamayacağı dikkate alındığında mahkemece feshin geçersiz kabul edilmesinin yerinde olduğu- Tarafların göstereceği tanıklar dinlenerek ve özellikle davacıya ait şahsi sicil dosyası da getirtilerek tüm deliller toplandıktan sonra davalılar arasında muvazaalı bir ilişki olup olmadığı ya da usulüne uygun kurulmuş bir asıl-alt işveren ilişkisi mi bulunduğunun tereddütsüz belirlenmesi gerektiği-
