Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemeyeceği; bu itibarla davalı yanın tek yanlı ve geçersiz olan akdi feshetmesine dayalı olarak davacıdan tazminat ve cezai şart istenemeyeceği; bu durumda; davalı idarenin tahliye tarihine kadar ödenmeyen kira bedelleri ile sözleşmenin 3. maddesi gereği gecikme zammının tahsilini istemekte haklı olup sözleşmenin 11. ve 14. maddeleri gereği cezai şart ve tazminat isteminde bulunamayacağından, mahkemece yasal düzenlemenin dışına çıkılmak suretiyle istemin tümden reddedilmesine karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu-
Kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibinin süresinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunduğundan, borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri kiracıyı temerrüde düşüreceği-Konut ve çatılı işyeri kiralarında temerrüt ihtarında verilecek süre 30 gün olarak öngörüldüğü, davacının dayandığı takip dosyasından davalı borçluya gönderilen ödeme emrinde ödeme ve itiraz sürelerinin metin kısmında yazılmadığı, matbu olarak düzenlenen ödeme emrinde A ve B harfli dipnotta yazılı olduğu görüldüğü, yasal otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, dipnotta yazılı olması ödeme emrinin yasaya uygun şekilde düzenlendiği anlamına gelmeyeceği-Yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceğinden, istemin reddine karar verilmesi gerekeceği -
Temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemine ilişkin davada, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, temerrüt ihtarının birlikte çekilmesi ve davanın da birlikte açılması gerektiği, temerrüt ihtarındaki bu eksikliğin yargılama aşamasında giderilemeyeceği için tahliye davasının reddine karar verileceği-
Kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemli davada, tapuda paylı mülkiyet hükümlerine tabi olarak kayıtlı bulunan taşınmazın kiraya verilmesi önemli yönetim işlerinden olduğundan, TMK.'nun 691/1.maddesi gereğince hüküm ifade edebilmesi için pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilmiş olması gerektiği- Pay ve paydaş çoğunluğu sağlanan davada esasa girilerek hüküm kurulması gerektiği-
Taraflar arasında düzenlenen ve davalı tarafından imzası inkar edilmeyen 01.04.2010 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi mahkeme kararı ya da tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile feshedilmediğine ve kiralananın anahtarı usulüne uygun olarak davacı kiralayana teslim edilmek suretiyle kiralanan tahliye edilmediğine göre, geçerli olup sözleşme hükümlerinin tarafları bağlayacağı; davalı kiracının kira ilişkisinden doğan edimlerini kiralayana karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu; davacı tarafından davaya dayanak yapılan 19.09.2013 keşide tarihli ihtara konu kira alacağının yasal sürede davalı tarafından ödenmediğine göre temerrütün gerçekleşmiş olup, mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
TBK. mad. 315 uyarınca gönderilen ihtarname ile verilen süre içerisinde kira parasının ödenmesi halinde temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilemeyeceği ve ihtarnameye konu kira paralarının süresinde ödenmesi halinde, davacının temerrüt nedeniyle tahliye davası açmakta haklı olduğu kabul edilemeyeceğinden, davalının vekalet ücreti ile yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği-
Davada dayanılan ve davalıca ibraz edilen 10.07.2012 tarihli ve beş yıl süreli yazılı kira sözleşmesini davacılar, S.E. ve M.Ç.'nin kendi adlarına kiraya veren sıfatı ile imzaladıkları; her ne kadar yargılama aşamasında davacılar vekili ,müvekkillerinin kira sözleşmesini Ç... Özel Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti. ni temsilen imzaladıklarını beyan etmişlerse de dava konusu taşınmazı davacılar S.E. ve M.Ç'nin  20.11.2013 tarihinde satın aldığı; davacıların taşınmazı iktisap etmiş olmaları nedeniyle tahliye talep edebileceği; bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Aidat borcunun alacaklısının site yönetimi olduğu, bu borcun ödenmemesi nedeniyle davacının gönderdiği temerrüt ihtarnamesine dayanarak tahliye isteyemeyeceği-
Taraflar arasında 01.01.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğu, davacı alacaklının keşide ettiği ihtarname ile Ekim-K. dönemi için kira bedelinin ödenmesini istediği ve bu ihtarnamenin 22.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, dava ihtarda tanınan 30 günlük sürenin geçmesinden sonra 24.12.2013 tarihinde açıldığına göre davanın süresinde açıldığının kabulü ile kiralananın davanın açılmasından sonra boşaltıldığından konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi ve davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-