Borçlu şirkete ait elektronik tebligat adresi bulunmaması halinde, tebliğ işleminin Teb. K. m. 35'de belirlenen esaslara uygun olarak yapılması gerekeceği- Şikâyetçi borçlunun ticaret siciline kayıtlı adresinde yer alan "...Sk." ibaresi yazılmadan yapılan tebligatın Teb. K. m. 35'e uygun olmadığı- Borçlunun ihaleden daha önceden haberdar olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi de bulunmadığından ihalenin feshi istemine ilişkin şikâyetin süresinde olduğunun kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği- "Yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu" ve "özel hukuk tüzel kişisi olan borçlu şirkete tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunluğu olduğu, satış ilanına ilişkin tebligatın elektronik yolla yapılmadığından usule uygun olmadığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
12. HD. 22.06.2023 T. E: 2479, K: 4438
Muhatabın adreste bulunmama sebebi, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği tevsik edilmeden ve komşu ismi ve imzası alınmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Borçlu şirket tarafından ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüşse de borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine iki farklı tebligat çıktığı ve her iki tebligatın taşındı şerhi ile iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat çıkartılmasının hukuka uygun olduğu- Genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde borca ve yetkiye itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerekli olup icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı, mahkemece bu konuda itirazın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı ise de istinaf edenin sıfatı dikkate alınarak bu durum kararın kaldırılması sebebi olarak değerlendirilemeyeceği, yine hacizlerin kaldırılması talebi hakkında da dosya durumu dikkate alınarak müdürlükçe karar verileceğinden mahkemece bu konuda verilen kararın isabetli olduğu-
Asliye hukuk mahkemesinin itirazın iptaline ilişkin kararı üzerine alacağın haricen tahsil edilip, kararın bozulmasından sonra asliye hukuk mahkemesince verilen yeni karar üzerine fazla ödenmiş olan paranın tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilâmsız takipte ödeme emrinin takip talebinde gösterilen asliye hukuk mahkemesinin ilâmındaki vekile tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğu, "takip dosyasına vekil tarafından ayrıca vekâletname ibraz edilmemişse , ödeme emrinin asıla tebliği gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Gecikmiş itirazdan bahsedebilmek için ödeme emri tebliğ evrakının usulüne uygun tebliğ edilmesi gerektiği- Davacı borçlunun iş yeri adresine çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının, muhatabın geçici olarak çarşıda olması nedeniyle muhatapla aynı konutta oturan görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan daimi işçisi ............ imzasına tebliğ edildiği, tebligatı olan borçlunun işçisi olmasına rağmen tebliğ evrakında konut diye bahsedilmesi sebebiyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanununun 32. maddesine göre tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağından, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
SGK müzekkere cevabı ve kolluk araştırma raporlarında ..............'nun borçlu şirkette değil, dava dışı ............. İnşaat bünyesinde çalıştığının anlaşıldığı, Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesine göre borçluya çıkarılan tebligatı alan ............'nun tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş birisi olup olmadığının, tebligat parçasında ...........'nun işçi, memur veya amir sıfatlarından hangisine sahip olduğunun, tüzel kişi yetkilisinden sonra gelen kimse olup olmadığının anlaşılamadığı, tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu-
Davacı-borçluya ödeme emri tebliğ işleminin TK'nın 21/1. maddesi uyarınca yapılmış olduğu, bu konuda tebligatları çıkartan merci tarafından şerh düşülmesine gerek olmadığı, şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılmasının gerekmediği, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, dava dilekçesinde de ............. isminde bir komşusun bulunmadığının iddia edilmediği, icra dosyası içerisinde bulunan İstanbul Ticaret Odası firma sicil belgesine ve dairece internet üzerinden yapılan araştırmaya göre davacı borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin tebliğ adresi olduğu, ileri sürülen istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece yaptırılan kolluk araştırmasına göre şikayetçinin tebliğ adresinde ikamet etmediğinin, ............................... adresinde ikamet ettiğinin tespit edildiği, mahkemeye sunulan .................. tarihli vekaletnamede adresinin aynı adres olduğu, UYAP ortamından alınan adres bilgisinden, borçlunun adresinin 19.11.2020 tarihinden itibaren aynı adres olarak göründüğü, geçmiş adres sorgulamasında da tebliğ adresinde hiç oturmadığı anlaşılmakla bu hali ile borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü gerektiği- Tebliğ adresindeki taşınmazın mülkiyetinin borçluya ait olması veya adına abonelik bulunmasının borçlunun o adreste ikamet ettiği sonucuna varılması için yeterli olmadığı-
Alacaklı Banka tarafından borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ evrakında, adreste imzadan imtina eden görevli .......... adlı şahsın beyanına göre muhatapların çarşıya gittiği belirtilerek doğrudan mahalle muhtarına tebliğ edildiği, haber bırakılan komşu isminin tebligat mazbatasına yazılmadığından Tebligat Kanun'unun 21. maddesi ve Yönetmeliğin 30. maddesine uygun tebligat çıkartılmadığından borçlulara çıkartılan tebligatların usulsüz olduğu-