Davacının işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına 3 iş günü devamsızlığı sabit olup, iş akdinin haklı feshi söz konusu olduğundan davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin haklı olmadığı-
Kıdem ve ihbar tazminatı ile, aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacaklarının davalılardan tahsili talebiyle açılan davada, davacının kıdeme esas çalışma süresi olan 4 ay 15 gün süre nedeniyle tanınması gereken 2 haftalık ihbar öneli süresi dikkate alınarak ihbar tazminatı hesaplattırılarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Islah dilekçesinde faiz talep edilmediği için ıslah edilen kısımlar yönünden faize hükmedilmemesi yerinde ise de aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının dava dilekçesi ile talep edilen kısımlarına en yüksek banka mevduat faiz oranını geçmemek kaydı ile yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerektiği-
İlk karar, bordrolarda ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuku bulunan ayların dışlanması gerektiği belirtilerek bozulmuş ise de; bordroların incelemesi neticesinde ulusal bayram ve genel tatil ücretinin çalışılmadan ödenen kısmının ödendiği, zamlı kısmın ödenmediği anlaşılmış olduğundan bordroların değerlendirilmesinde açıkça maddi hata yapıldığı, maddi hatanın usuli kazanılmış hakkın istisnası olup, bu durum da davalı lehine kazanılmış hak oluşturmayacağından, davacının ulusal bayram ve genel tatil ücretinde zamlı kısmın hüküm altına alınması için kararın bozulması gerektiği-
Taraflar arasında, davacının iş sözleşmesini istifa ile haklı nedenle mi sona erdirdiği konusunda uyuşmazlık bulunduğu, iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebep ile işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlike arz edip etmediğine yönelik taraf delilleri toplanıp sağlık raporlarının dayanağı hastane tedavi dosyası ve ekleri getirtilerek bir sağlık kuruluşundan iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılmasının işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olup olmadığı konusunda heyet raporu alınarak gerekirse işyerinde uzman bilirkişi marifeti ile davacının yaptığı işin niteliği gözetilerek inceleme yaptırılarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı işverenin, davacının şirketi zarara uğrattığı iddia edilen eylemi nedeniyle davacıya kınama cezası verdiği görüldüğünden artık bu eylemi fesih gerekçesi olamayacağı- Davalının kınama cezası verdikten 2-3 ay kadar sonra bu kez zarar miktarını ödememekte ısrar ettiğinden bahisle iş aktinin feshedilmesi özellikle bizzat banka müfettişinin eyleme konu para poşetinin banka şubesine teslim edildiğine dair herhangi bir sonuca ulaşılamadığı şeklindeki açık tespiti ve yargılama sırasında da davacının teslim edildiği iddia edilen para poşetini saymaksızın teslim aldığına dair delil ibraz edilmediği gibi hakkında tecziyesine karar verilen paranın tahsili kararına karşı aklanma/masumiyetini ortaya koyma hakkını kullanarak itirazda bulunması ve bu itiraz nedeniyle herhangi bir ödemede bulunmaması karşısında; söz konusu ödememe eyleminin iş aktinin feshini gerektirecek boyutta olmadığı, eylem ile feshin ölçülü olmadığı, davalı işverenin ödenmemesi halinde yasal yollara başvuracağını belirtmesine rağmen yasal hakkının infazı için yargı merciilerine başvurmaksızın iş aktinin feshi yoluna gitmesi gibi nedenler dikkate alındığında işverence yapılan feshin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı ve dolayısıyla davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
Davacının iş akdi işveren tarafından bir başka işçiye sataşması nedeniyle haklı nedenle feshedildiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram-genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesi talebiyle açılan davada, davacının maaş ödemelerinin yapıldığı bankadan maaş hesap ekstrelerinin getirtilerek Eylül ayına ait ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti ile ücret alacağının hüküm altına alınması gerektiği-
İş akdini işçinin kendisinin feshettiği davada, ihbar tazminatı talep hakkı bulunmadığından mahkemece bu talebin reddinin gerekeceği- Mahkemece, ilke kararındaki kriterlere göre emsal ücret araştırması yapılarak, banka kayıtları getirtilerek, diğer delillerle birlikte değerlendirerek davacının ücretini belirlemek ve buna göre diğer alacakların da hesabını yapmak olduğu-
Davacı işçinin davalı işyerinde yaklaşık 14 yıl 5 ay kadar süreyle çalıştığı, davalı işyerinde tarafların kabulünde olduğu üzere davacının da yararlandığı Toplu İş Sözleşmesinin bulunduğu, bu sözleşmenin 24. maddesine göre işten çıkarma cezasının ancak disiplin kurulu kararı ile verilebilmesinin mümkün olduğu, somut olayda ise iş akdine disiplin kurulu kararı olmaksızın son verildiğinden feshin haklı bir nedene dayandığından söz edilemeyeceği, geçerli nedene dayandığının ise davalı işveren tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının davalı şirketteki işe iadesine karar verilmesinin isabetli olacağı - Davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 7 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru olmayıp, bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti oranında belirlenmesinin dosyaya uygun olacağı-
Davacının davalı işyerinde fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda dinlenen tanıkların ortak anlatımlarından işyerinde 3 vardiya olduğu anlaşılmakta ise de davalı tanıkları dahi davacının haftalık izin öncesi 8 saat mesaiye kaldığını beyan ettiklerinden fazla çalışma ücreti talebinin yazılı şekilde reddinin hatalı olduğu- İşverence sunulan ilgili bordroda 11 günlük ücret tahakkuku yapılmış olup tahakkuk ettirilen miktarın da bankaya tam olarak ödenmediği kesin bir şekilde görüldüğünden bu husus üzerinde durulup 13 günlük ücret alacağının ödenip ödenmediğinin kesin bir şekilde tespit edilerek sonuca gidilmesi gerektiği-