Hırsızlık olayının davacının nöbeti sırasında gerçekleştiği somut ve yeterli delillerle ispatlanamadığından, davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının kabulü gerektiği-
İşçinin, iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 25/III bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülüklerinin bulunmadığı, ancak, kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği- İç savaş ve karışılık nedeniyle zorunlu olarak iş sözlemesinin feshedilmesi durumunda, işçinin kıdem tazminatına hak kazacağı ancak ihbar tazminatı hakkı bulunmadığı- Yurt dışından yurt içine giriş çıkış kayıtları uyarınca ülkeye dönüş tarihinde iş sözleşmesinin sona erdiğinin kabulü gerektiği-
Davacının, kendisini çöp toplama aracına almadığı gerekçesi ile aynı iş yerinde çalışmakta olan şoföre, diğer işçilerin önünde sövdüğü tanık anlatımları ve davacının ikrarı ile sabit olup, sataşmanın muhatabının karşılık vermemiş olmasının, davacı işçinin onur kırıcı hareketinin işyerinde huzursuzluk yaratmadığını kabule yeterli olamayacağı, alenen sövmenin yorgunluk vb. nedenlerle haklı görülebilir bir yönünün bulunmadığı; davalı işveren açısından haklı fesih nedeni oluştuğunun kabulü gerektiği-
Somut olayda; davacı vekilin gerekçeli kararın 26.10.2016 tarihinde tebliğ ile aynı gün içerisinde istinaf başvuru dilekçesini UYAP üzerinden gönderdiği ancak ilk derece mahkemesinin 1.11.2016 tarihinde istinafa onay vermesi nedeniyle istinaf başvurusunun usulden red edilemeyeceği- Yönetmelik 208/4 gereğince istinaf başvurusunun, istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarihte yapılmış sayılacağı-
İşçinin defalarca uyarılmasına rağmen işverenin ekonomik güvenliğini ve ticari itibarını tehlikeye düşürecek davranışlarını sürdürmesinin işveren yönünden haklı fesih sebebi olduğu-
Davacı, davalı şirket tarafından hazırlanan rekabet yasağı sözleşmesini ihtirazi kayıtla imzaladığı için baskıya uğradığını ileri sürmüş ise de işveren ve vekilleri tarafından sistematik biçimde manevi baskıya maruz bırakıldığını, çalışma arkadaşları arasında küçük düşürüldüğünü somut delillerle ispat edemedeğinden manevi tazminat isteminin reddi gerektiği-
İşverenin fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorunda olduğu- Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse, aynı Kanun'un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediğinin kabul edileceği- İşverenin haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshettiği durumda fesih bildiriminin yazılı yapılması şartı aranmayacağı-
İhbar tazminatı, iş akdini fesheden tarafın karşı yana ödemesi gereken bir tazminat olduğundan, fesih işlemini gerçekleştiren tarafın feshi haklı bir sebebe dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanmasının olanaklı olmadığı, öte yandan somut olayda davalı işçiye eğitim gideri yapılmasına rağmen, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, verilen eğitimin karşılığında yükümlenilen 7 yıllık çalışma süresi azami bir süre olup, hakkaniyete uygun olmadığından, bu sürenin asgari süre olduğundan bahsedilemeyeceği ve davacı işverenin eğitim gideri isteminin de reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının trafik cezasına kızan işverenin devamlı surette kendisine hakarette bulunduğunu son olarak da aynı sebeple kendisine hakaret ederek işyerinden kovduğunu iddia ederek açtığı davada, ortak tanıkların çelişki içeren beyanları, sekiz yıla yakın çalışması bulunan davacının işçilik haklarından vazgeçecek şekilde sebepsiz olarak işten ayrılmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması, olay günü işyerinde yaşanan tartışmanın bizzat davalı vekili tarafından da doğrulanması, aynı gün davacı tarafından hakaret iddiası ile kolluk birimlerine başvurulması dikkate alındığında, davacı işçinin yaşanan tartışma sonucunda işyerinden ayrılmak suretiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile talep konusu kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacının mevcut bir siparişi sorması üzerine stajyerin sataşma niteliğinde küfürle davacıya karşılık verdiği, davacının küfür etmemesi konusundaki uyarılarına rağmen, stajyerin küfürlerine devam ettiği, bunun üzerine davacı ile stajyer arasında tartışma yaşandığı, tartışmanın sözlü münakaşa şeklinde gerçekleştiği anlaşılıp davacının, stajyeri darp ettiğine dair tanık beyanı, adli rapor yahut başkaca bir delil de mevcut olmayıp, davacının, küfür karşısında doğal tepki sayılabilecek ve karşısındakini uzaklaştırmaya yönelik eylem ve sözlerinin haklı fesih sebebi olarak değerlendirilemeyeceği-