Tahsilat görevlisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi işverence disiplin kurulu kararı ile zimmetine para geçirdiği gerekçesiyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e uyarınca feshedildiği, davacı hakkında feshe konu zimmet suçlaması nedeniyle kamu davası açıldığı, mahkemece, Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu "yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle beraatine" karar verildiği gerekçesiyle haklı ya da geçerli bir fesih nedeni bulunmadığı kabul edilmiş ise de, davacının yapmış olduğu iş, görev tanımı ve davacı hakkında kamu davası açılmasına neden olacak emarelerin bulunduğu dikkate alındığında, taraflar arasında güven ilişkisinin zedelendiği, iş ilişkisinin olumsuz etkilendiği, davalı işveren açısından fesih tarihi itibari ile en azından geçerli nedenlerin bulunduğunun kabulü gerekeceği, beraat kararının kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılamadığından, bu haliyle geçerli olan bu feshin daha ağır olan haklı neden niteliğinde olup olmadığı açılan kamu davasının sonucunda ortaya çıkacağı ceza davasının sonucuna göre de davacı tarafından açılması muhtemel kıdem ve ihbar tazminatı davasında tartışılabileceğinin açık olduğu, fesih tarihindeki mevcut delillere göre işveren feshi geçerli nedene dayandığı-
Davacı sayaç yandığı için bina girişinde 3,6lık antigron ile evin ihtiyacı olan elektrik bağlantısını yapmış olduğunu kabul ettiği, davacı geçici elektrik bağlantısını sayacın hemen değiştirilemeyeceğini öğrendikten sonra yaptığı, davacı tanıkları .... ve ....'ın beyanlarından da davacının sayacın yanması üzerine kuruma dilekçe verdiği ancak iş yoğunluğu nedeniyle sayacın hemen değiştirilemediği, 3-4 gün geçtikten sonra ancak sayaç değişikliğinin yapılabildiği anlaşıldığı, davacının değiştirilmesini talep ettiği sayacın evine ait olduğu ve bir evin 3-4 gün boyunca elektriksiz kalmasının düşünülemeyeceği dikkate alındığında geçici olarak yapılan bu elektrik bağlantısının mücbir bir nedene dayandığı sonucuna varıldığı, kaldı ki sayacın değiştirilmesi için dilekçe veren davacının kurumdan yetkililerin geleceğini bilmesine rağmen kaçak elektrik kullanmaya devam etmesi hayatın olağan akışına da ters olduğu, bu tür uygulamalar sonrasında ek tahakkuk ile kullanılan elektrik bedelinin davalı kurum tarafından tahsil edilebilmesinin mümkün olduğu, davacının sayacının yanmasından önce kaçak elektrik kullandığına dair bir bulguya da rastlanılmadığı gibi bu yönde bir savunmada da bulunulmadığından, sonuç olarak iş akdinin feshedilmesinin haklı yada geçerli bir nedene dayanmadığından davacının işe iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, ikramiye, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, resmi ve dini bayram ücreti, fazla mesai ücretlerinin günlük %5 alacaklarından oluşan toplam 40.000,00 TL'nin faiziyle birlikte ödetilmesine-
Fesih hakkının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışın diğer tarafça öğrendiği tarihten itibaren altı iş günü içinde kullanılmasının gerekeceği- 4857 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinde öngörülen altı iş günlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü nitelikte olduğu- Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkimin resen dikkate almak zorunda olduğu-
Davacı işçinin işyeri çalışanlarından yönelik olarak şeref ve haysiyetine dokunur sözler sarfedip üzerine demir çubukla yürüdüğü sabit olup, işverenin feshi İş K. mad. 25/2 gereği haklı olduğundan davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı-
İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi için, işçinin kusurlu bir davranışının şart olduğu, işverene fesih imkânının yasadaki hallerle sınırlı olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları için de söz konusu olduğu, davacının yaklaşık 4 yıl süreyle davalı işverenin Bölge Müdürü olarak görev yaptığı, davalı vekili işveren tarafından isnat edilen davacının görev ve sorumluluklarını açıkça yerine getirmediği ve şirketi zarara uğrattığı, davacının göreve ve sorumluluklarını yerine getirmemesi, usulsüz işlemler yapması, şirketi zarara uğratması, davacının savunmalarında da gerçeğe aykırı ve yanıltıcı beyanlarda bulunması işverene sadakat kuralına açıkça aykırılık teşkil ettiği hususlarının çoğunun teknik incelemeyi gerektirdiği, mali müşavir/muhasebeci gibi fesih nedenlerine göre inceleme yapabilecek teknik bilirkişi/bilirkişilerle yerinde inceleme yetkisi de verilerek, feshe konu hususların incelenmesi ve neticesinde isnat edilen hususların şirket kayıtları ile uyuşup uyuşmadığı, davacının görev tanımına aykırı olarak usulsüz işlemler yapılıp, yapılmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılmasının gerekeceği- İyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK.'nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalının de işe iadenin mali sonuçlarından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekeceği-
Davacı işçiden istifa dilekçesinin baskı altında alındığı anlaşılmakta olup, davacı ve diğer üç arkadaşının müştereken yedikleri ürün olan (1 domates, biber ve kutu kolanın) nitelik ve miktarı gözetildiğinde, işverenin bu eyleme uyguladığı fesih yaptırımının ağır bir yaptırım olduğu ve işverenin başka bir idari yaptırım uygulama imkanı varken fesih yoluna başvurmasının feshin son çare olması ilkesine de aykırı olacağı-
Davacının 3. kişiler adına imza attığına dair davalının iddiasından başka herhangi bir delil olmadığından şüphe feshi söz konusu olup feshin, geçerli nedene dayansa da haklı sebep teşkil etmediğinden, kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesi gerektiği-