Davacının forklift operatörü olup işverence tutulan tutanakla iş güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde forklift kullandığı bildirildiğinden ve  savunmasında tehlikeli olarak forklift kullandığını kabul ettiğinden iş güvenliğini tehlikeye soktuğu sonucu doğması sebebiyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiği ve kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiği-
Davacının dilekçe ekinde sunduğu "avans karşılığında alınan paranın iadesi" açıklaması taşıyan gider makbuzu, aslı sunulmadığı ve aslı temin edilemediği gerekçesiyle geçersiz kabul edilmiş ise de, davalı tarafça düzenlenen ve sureti de davalı yönetimde bulunan gider makbuzu koçanı getirtilerek, gerekirse o dönemdeki yönetici isticvap edilerek, ödemeye karşı diyecekleri sorulup, gider pusulası koçanı ve ikinci sureti incelenerek ödemenin değerlendirilmesi gerektiği- Bozmadan sonraki yargılama aşamasında dosyaya sunulan gider pusulası başlıklı defterin, bozma ilamında belirtilen gider makbuzu ile bir ilgisi bulunmadığından bu deftere dayanarak paranın davacının alacaklarından mahsup edilmesinin mümkün olmadığı ve davalının mahsup talebinin reddi gerektiği-
Davacı tanıkları beyanlarında;davacının tır şoförü ve mikser kullanıcısı olarak iş yerinde çalıştığını, cüzdanının ve içindeki ehliyetini kaybetmesi nedeniyle ehliyeti olmadığı için işten çıkartıldığını ifade etmesi,davalı tanığın da aynı şekilde ehliyeti olmadığı için davalı işveren tarafından davacının işten çıkartıldığını doğrulaması karşısında; davacı işçinin işinin niteliği gereği ehliyeti kaybetmesi nedeniyle iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği- Davacı işçinin hizmet süresi ihtilaflı olmayıp kayıtlarda yer aldığından, davacının talebi ile bağlı kalınarak denmek suretiyle hizmet süresinin kabulü hatalı olup; davacı ıslah dilekçesi ile bunun maddi hata olduğunu da ifade ettiğinden davacının talebine bağlı kalınması gerekçesinin dayanaktan yoksun olduğu-
Davalı şirket ortaklarından birinin davacıya hitaben "biz seni çıkartacağız bir hafta içinde kendine iş bul "şeklinde sözler söyleyip feshin işverence gerçekleştirildiği ve haklı nedene dayanmadığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedileceği- Davalı işverence, davacının R. ve Kurban B.larında çalıştığı karşılığında ücret ödendiği savunulup, bu belge davacı asile gösterilip beyanı alındıktan sonra diğer bilgi ve belgelerle bir değerlendirmelerle genel tatil ücreti alacağına hükmedileceği- Davacının miktar yönünden ıslah etmediğinden dilekçesindeki talep aşılarak karar verilemeyeceği-
İş akdi, işverenin güvenini kötüye kullanmak ve işverenin başka bir işçisine sataşmak nedeniyle 4857 s. İş Kanununun 25/II-d,ı maddeleri gereği feshedilmiş olup, davacı işçi hakkında feshe konu tehdit ve hakaret eylemlerinden ceza davası kararının kesinleşmesinin beklenilmemesi hatalı olduğundan, mahkemece feshe konu davacının diğer işçilerine sataşmasına yönelik eylemlerinden dolayı davacı işçi hakkında açılan ceza davası sonucuna göre davalı işverenin feshinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, eksik inceleme ile davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddinin hatalı olduğu-
Davacı işçinin, İş K. mad. 14/5 gereği emekliliğe hak kazanması ve işçilik alacaklarının ödenmemesi suretiyle ihtarname ile İş akdini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatının kabul edilip, iş akdini kendisi haklı nedenle feshettiğinden ihbar tazminatının mümkün olmadığı-
Davalının, diğer davalı şirketin koruma ve güvenlik işini ihale ile aldığı, ihale süresinin sene sonunda bittiği, diğer sene başından itibaren ihaleyi tekrar davalının aldığı, asıl işveren ile alt işverenin ve yapılan işin değişmemesine rağmen davalıca çalışanlara yeniden hizmet sözleşmesi imzalatıldığı, bu sözleşme ile yeniden 15 gün deneme süresinin öngörüldüğü, her ne kadar ihale bitip, yeni bir ihale sözleşmesi ile davalı şirket güvenlik işini yeniden almış ise de, işe ara verilmediğinden her iki davalı açısından ve davacı çalışanlar açısından işin önceki işin devamı niteliğinde olduğu, yeni bir hizmet akdinin yapılmasını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığı halde çalışanlara yeni bir hizmet sözleşmesi imzalatıldığı, çalışanların bir çoğunun bu sözleşmeyi imzaladıkları, davalı taşeron şirketin koruma ve güvenlik hizmetini dava dışı bir şahıs ile birlikte iş ortaklığı olarak yürütmeye devam ettiği ve çalışanlara ortaklık tarihinde yeni bir sözleşme imzalatılmak istendiği, sözleşmeyi imzalamayanların iş akitlerinin sözlü olarak feshedildiği, davacıya ise yeni bir sözleşme imzalattırılmadığı ve iş akdinin işverence sözlü olarak feshinden sonra yapılan devamsızlığa dayalı işveren feshinin gerçek durumu yansıtmadığı, davacının iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiği-
Kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödetilmesi talebiyle açılan davada, dosyadaki ... belgelerinin incelenmesinden 20.10.2000-14.03.2002 tarihleri arasında davacının işvereni olarak görünen “21041757034” nolu işyerinin ünvanının “... Ortaklığı”, işyeri yetkilisinin ise “...” olduğu, “2091141” sicil nolu davalı şirketin yetkilisinin de “...” olduğu, nitekim davalı tanığı ...'in de beyanında, davacının 2001 yılında işe girdiğini belirttiği, bu durumda davacının 20.10.2000-14.03.2002 tarihleri arasında çalıştığı işveren ile 15.03.2002 tarihinden sonra çalıştığı davalı işveren arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmakla, 20.10.2000-14.03.2002 tarihleri arasındaki sürenin işçilik alacakları hesabında dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Kıdem ve ihbar tazminatlarına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş K. mad. 32'de sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatlerin göz önünde tutulacağı, ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler tazminat hesabında dikkate alınacağı, davacı tanığı ...'ın beyanından, barınmanın davalıya ait olduğu anlaşılmakla barınma bedelinin kıdem ve ihbar tazminatları hesabına esas alınan giydirilmiş brüt ücretin tespitinde dikkate alınmamasını hatalı olduğu- Bilirkişi raporundan sonra ve ödeme def'i niteliğinde sunulan izin belgeleri ile puantaj kayıtlarının değerlendirmeye tabi tutulmamasının hatalı olduğu- 
Davacı sayaç yandığı için bina girişinde 3,6lık antigron ile evin ihtiyacı olan elektrik bağlantısını yapmış olduğunu kabul ettiği, davacı geçici elektrik bağlantısını sayacın hemen değiştirilemeyeceğini öğrendikten sonra yaptığı, davacı tanıkları .... ve ....'ın beyanlarından da davacının sayacın yanması üzerine kuruma dilekçe verdiği ancak iş yoğunluğu nedeniyle sayacın hemen değiştirilemediği, 3-4 gün geçtikten sonra ancak sayaç değişikliğinin yapılabildiği anlaşıldığı, davacının değiştirilmesini talep ettiği sayacın evine ait olduğu ve bir evin 3-4 gün boyunca elektriksiz kalmasının düşünülemeyeceği dikkate alındığında geçici olarak yapılan bu elektrik bağlantısının mücbir bir nedene dayandığı sonucuna varıldığı, kaldı ki sayacın değiştirilmesi için dilekçe veren davacının kurumdan yetkililerin geleceğini bilmesine rağmen kaçak elektrik kullanmaya devam etmesi hayatın olağan akışına da ters olduğu, bu tür uygulamalar sonrasında ek tahakkuk ile kullanılan elektrik bedelinin davalı kurum tarafından tahsil edilebilmesinin mümkün olduğu, davacının sayacının yanmasından önce kaçak elektrik kullandığına dair bir bulguya da rastlanılmadığı gibi bu yönde bir savunmada da bulunulmadığından, sonuç olarak iş akdinin feshedilmesinin haklı yada geçerli bir nedene dayanmadığından davacının işe iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Tahsilat görevlisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi işverence disiplin kurulu kararı ile zimmetine para geçirdiği gerekçesiyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e uyarınca feshedildiği, davacı hakkında feshe konu zimmet suçlaması nedeniyle kamu davası açıldığı, mahkemece, Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu "yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle beraatine" karar verildiği gerekçesiyle haklı ya da geçerli bir fesih nedeni bulunmadığı kabul edilmiş ise de, davacının yapmış olduğu iş, görev tanımı ve davacı hakkında kamu davası açılmasına neden olacak emarelerin bulunduğu dikkate alındığında, taraflar arasında güven ilişkisinin zedelendiği, iş ilişkisinin olumsuz etkilendiği, davalı işveren açısından fesih tarihi itibari ile en azından geçerli nedenlerin bulunduğunun kabulü gerekeceği, beraat kararının kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılamadığından, bu haliyle geçerli olan bu feshin daha ağır olan haklı neden niteliğinde olup olmadığı açılan kamu davasının sonucunda ortaya çıkacağı ceza davasının sonucuna göre de davacı tarafından açılması muhtemel kıdem ve ihbar tazminatı davasında tartışılabileceğinin açık olduğu, fesih tarihindeki mevcut delillere göre işveren feshi geçerli nedene dayandığı-