Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nun “Hakimin Davayı A.latma Ödevi” başlıklı 31. maddesi uyarınca, davacının talebi açıklattırılarak, hangi hacze konu mahcuzlarla ilgili hangi adreste yapılan haczin dava konusu edildiğinin netleştirilmesi, takip miktarı veya davaya konu mahcuzların miktarından hangisi az ise o değer üzerinden nispi harç alınarak ve varsa noksan harç tamamlattırılarak ondan sonra davacının talebi ile ilgili, taraflarca sunulan kanıtların değerlendirilip işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece HMK'nın 31. maddesi gereği yargılamaya hakim olan ilkelerden ''Davayı aydınlatma ödevi'' gereği davacı vekilinin istek ve iradesi aydınlatılıp, sözleşmenin geriye etkili feshinin istenmesi durumunda, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde bulunan ancak davada taraf olmayan diğer arsa sahiplerinin ve tüm tapu maliklerinin hukuki durumu da etkileneceğinden bu kişilerin tespiti ile davada taraf olmasının veya davaya icazetlerinin sağlanmasının, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerekli olduğu-
Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafın da eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de ayrıca davacı erkeğin davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı dolayısıyla boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu- Davalı kadının, miktar belirtmeden ve talebi mahkemece usulüne uygun olarak açıklattırılmadan; nafaka, maddi ve manevi tazminat talep etmesi karşısında davacı kadın lehine hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 200.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, tedbir nafakası ve tazminat talepleri hakkında ise olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması hakimin davayı aydınlatma görevine aykırılık teşkil ettiği-
Mahkemece, 2005/Eylül-2007/K. dönemine ilişkin bordrolarda tahakkuk bulunmasına karşın bordroların imzasız olması ve ödemeye dair belge sunulmaması nedeniyle bu dönem için de fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanmış ise de, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; davacı asilin bu ücretleri alıp almadığı konusunda beyanına da başvurularak sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde talep edilen fazla çalışma ücreti alacağının davacı yanca miktar yönünden ıslah ile artırılmamasına rağmen; talep ile bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken, talep edilenden fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmış olmasının hatalı olduğu- Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı için yürütülmesi gereken faiz türü bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi olduğundan; yürütülmesi gereken faiz türü bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizini aşmamak üzere yasal faiz olması gerektiği- Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamayacağı; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınmayacakları, bu kuralın tek istisnasının, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması olduğu, bu sebeple davalı tarafından ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş olan belgelerin ödeme belgesi mahiyetinde kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafa, ibraz ettiği belgelerin asıllarını sunması için süre verildikten sonra davacı işçiden, davalının savunmasına ve sunulan belgelere karşı diyecekleri sorularak, sonucuna göre bu sürelerin yıllık izin alacağından mahsubu gerekip gerekmediğinin değerlendirileceği-
Bozma kararında Euro hesabı yönünden davalı bankanın kendisine gelen haciz yazısı üzerine borçlunun kimlik bilgilerini, hesap sahibi ile aynı kişi olup olmadığını araştırma sorumluluğu içinde bulunduğu, bu hususun gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırma yapılmaksızın, bozma gereği yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile bu miktar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, davacının dava dilekçesindeki talepleri arasındaki uyumsuzluk giderilmeden, davanın hangi taşınmaza yönelik açıldığı tespit edilmeden hüküm tesis edilmesi hukuka aykırı olup, HMK 31. maddesindeki hâkimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda, taleplerin açıklanmasına ilişkin ihtarlı kesin süre verilerek hüküm tesis edilmesi gerekeceği, hal böyle olunca, mahkemece, aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İlk derece mahkemesince dava tasarrufun iptali davası olarak değerlendirildiği halde davacının öncelikle muvazaa iddiası ile talepte bulunduğu- Mahkemece uyuşmazlık konuları belirlendikten sonra harca esas değerin belirlenmesi gerektiği- Tanık anlatımlarına itibar ile harca esas değerin belirlenemeyeceği- Harca esas değerin tespiti yönünden - özellikle davacı tarafın bilirkişi inceleme talebi de bulunduğundan - keşif ve bilirkişi incelemesi suretiyle değerlendirilme yapılması gerektiği-
Yargılama, isticvabına karar verilen tarafın yokluğunda devam etmekte olsa bile, o tarafa isticvap davetiyesi gönderilebileceği- Ç.lan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıaların ikrar edilmiş sayılacağı- Davacının ... tarihinde 170.000 TL'yi "konut bedeli" açıklaması ile dava dışı A.Ş.'nin banka hesabına yatırdığı ve aynı tarihte sözleşmede 310.000 TL bedelle satıldığı belirtilen A.Ş. adına kayıtlı bağımsız bölümün tapuda davacı adına tescil edildiği hususları bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalıdan haricen devraldığı taşınmaz bedelinin 310,000 TL olduğunu ispat ettiği, davacı adına tescil edilen taşınmaz için yaptığı ödemelerin davalı tarafından kabul edilen kişinin ise anılan sözleşmeyi teyzesi olan davacı nam ve hesabına yapan ve bazı edimleri onun adına ifa eden kişi konumunda olduğu-
İddiaya göre davalının eylemleri 556 sayılı KHK ile korunan marka hakkı, FSEK’dan kaynaklanan eser sahipliği hakkı ile TTK’nun 56 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabet yasağının ihlalini oluşturduğundan hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacıya tazminat taleplerinin dayanaklarını da açıklattırmak suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Fazla çalışmanın günlük 3 saatten fazla olamayacağına ilişkin bir içtihat olmadığı- Faiz başlangıcının davalı işverenler fazla mesai alacağı bakımından temerrüde düşürüldükleri tarih olması gerektiği-  Mahkemece, yargılama giderine ilişkin kurulan hükümde taraflarca ne tür ve toplamda ne kadar yargılama gideri yapıldığının denetime elverişli şekilde açıklanması ve dökümünün yapılması gerektiği- Davalı taraf, işyerinde Bölge Çalışma Müdürlüğü iş müfettişi tarafından yapılan denetim sonucunda bilirkişi ve mahkemenin kabul ettiği 1,5 saatten daha fazla ara dinlenmesi tespiti yapıldığını ve buna ilişkin olarak rapor düzenlendiğini savunmakta olup öncelikle hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında sözü edilen Bölge Çalışma Müdürlüğü raporu getirtilerek, ara dinlenmesinin 1,5 saatten fazla olup olmadığı hususu bu rapordaki verilerle birlikte yeniden değerlendirilme yapılması gerektiği- Mahkemece davacının dönemlere göre ücretlerinin bordrolar ve banka kayıtlarını esas alarak belirlenip hesaplamanın doğru ücrete göre yeniden yapılması gerektiği-