Mahkemece, sayaç sökme-takma tutanak mümzinin duruşmada tanık olarak dinlendiği, tanığın evrakın kendisi tarafından düzenlendiğini, fakat içeriği ile ilgili bir şey hatırlamadığını beyan ettiği, tutanak düzenleyicisinin evrakın kendisi tarafından düzenlendiğine dair beyanının tutanak içeriğinin doğruluğunu kabul ettiğini göstereceği, bu durumda sayaç sökme-takma ve sayaç muayene raporları doğrultusunda sayacın bozuk olduğu ve sayacın davacının kusuru dışında doğru tüketim kaydetmediğinin kabulü gerekeceği, hal böyle olunca, dosyanın konusunda uzman yeni bir bilirkişiye tevdi ile, abonelik sözleşmesi dosya içerisine alınarak abonelik sözleşmesinin başlangıç tarihinden davacının yıldırım düştüğünü iddia ettiği tarihe kadar tüketim bedellerinin belirlenip, davacının yaptığı ödemeler de düşülmek sureti ile davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği tüketim bedelinin yürürlükte bulunan Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği gereğince yukarıda ifade edilen hususlar gözetilmek suretiyle yeniden hesaplanması için rapor alınması, hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 08.10.2018 T. E: 2017/8651, K: 16932-
Dava dilekçesinde, somutlaştırma yükünün yerine getirilmemiş olması halinde, öncelikle hâkim davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemesi gerektiği, ancak bu eksiklik tamamlanırsa yargılamaya devam edilerek karar verileceği, bu eksiklik tamamlanmaz ve somutlaştırma gerçekleşmezse, ispatsız kalan davanın reddine karar verileceğinden, dava dilekçesinde, davacının ödenmesi gereken aylık ücretinden her ay cüzi bir miktarının ödendiği, ödenmeyen ücret ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsilinin talep edilmiş olması şekli ile soyut ve genel anlatımlar içerdiğinden, öncelikle davacıdan ücret ve ikramiye alacağı taleplerinin hangi aylara ilişkin olduğu ile ödenmeyen ücret ve ikramiye alacağı açıklattırılması ve işverenden davacıya yapılan ödemeye ilişkin bilgi ve belgeler de istenerek davacının talepleri ve işverence ibraz edilecek bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacıdan dava dilekçesinde yer alan taleplerinden hangisi yönünden yargılamayı devam ettireceği sorularak davanın niteliğinin tespit edilmesi ve bu doğrultuda yargılama yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacının dava dilekçesindeki talepleri netleştirilmeden hüküm tesis edilmesi hukuka aykırı olup, HMK 31. maddesindeki hâkimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda, taleplerin açıklanmasına ilişkin ihtarlı kesin süre verilerek hüküm tesis edilmesi gerekeceği, hal böyle olunca, mahkemece, aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davadan feragat ile davanın geri alınmasının hukuki sonuçları birbirinden çok farklı olduğundan, yargılama aşamasında davacının hangi tabirleri kullandığına bakılmaksızın, davacının amacının (maksadının) davaya konu haktan (talep sonucundan) vazgeçmek mi olduğu yoksa davasını ileride tekrar açabilme hakkını saklı tutarak davasını geri almak mı olduğunun mahkemece, davacıya açıklattırılması gerektiği-
Davacı dava dilekçesinde fazla çalışma ücreti talebini kanıtlamak bakımından işyeri kayıtlarına dayandığından, fazla çalışma alacağını ispat yükü işçiye ait olmakla birlikte, bu noktada kayıtların ibrazı külfeti davalı tarafa ait olduğu, davacının talebi doğrultusunda, davalı taraftan kayıtlar istenilerek, eksik belgeler toplandıktan sonra tüm delillerin bir arada değerlendirilmesi suretiyle, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı konusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının el yazısı ile yazılmış olduğu dilekçesinde, kendi isteği ile istifa ettiğine dair beyanı ve imzası bulunduğundan, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde dilekçe içeriği ve imza konusunda davacı asilin beyanını alarak karar vermesi gerektiği-
Mahkemece, dava dilekçesinde maddi tazminatın her bir davalıdan ayrı ayrı talep edildiği ancak kapsamının açık olmadığı gözetilerek davacının maddi tazminat isteminin ne kadarını iş göremezlik gideri, ne kadarını tedavi gideri olarak talep ettiği hususu açıklattırılarak mevcut deliller de değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken eksik tahkikata dayalı hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabul edildiği, bu durumda; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. maddesi uyarınca, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davacı yararına kabul edilen maddi ve manevi tazminat davaları için ayrı ayrı olmak üzere vekalet ücretine hükmedilmesi ve manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden davalılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceği gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Ortak alanlarda ortaya çıkan ayıp nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemiyle açılan davada talep ortak alanlara ilişkin olsa da her bir davacının bu ortak alanlardaki arsa paylarına göre talep edebilecekleri miktarlar farklı olup mahkemece bu husus davacılara açıklattırılmadığı, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığına göre davaların tefriki ile infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken, zorunlu dava arkadaşlığı varmış gibi hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacılar vekili dört ayrı tüzel ve gerçek kişi hakkında müdahale talebinde bulunmuş, görevsiz mahkemece talep kabul edilerek bu kişilerin müdahil davacı olarak davaya kabullerine karar verilmişse de, mahkemece, müdahil davacılar dikkate alınmamış, talepleri açıklattırılmamış olduğundan, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Birden fazla davacı olmasına karşın kısmen kabul edilen miktarın davalıdan alınıp davacıya verilmesine şeklinde infazda tereddüt yaratır şekilde hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-