Dava konusu sözler, bütünü itibariyle siyasi değerlendirmeler niteliğinde olduğundan davacının kişilik haklarına saldırı söz konusu olmayıp istemin tümden reddi gerekeceği-
Olayın oluş şekli, davalının tam kusurlu oluşu, kaza sonucu 1 kişinin ölmesi ve 14 kişinin yaralanmış bulunması nedeniyle davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Yayın tarihinden önce olayın mağdurlarının, savcılığa şikâyette bulunduğu, savcılıkça soruşturma yapılıp mağdur ve tanıkların dinlendiği, mağdur ve tanık anlatımlarının yayınla örtüştüğü ve haberin yayınlandığı andaki görünür gerçekliğe uygun olduğu anlaşıldığından yayının hukuka uygun olduğu-
Seçim zamanlarında her siyasi partinin çeşitli vasıtalarla kendi propagandalarını yaptıkları, bunu yaparken rakip partileri eleştiren öğelere de yer verdiklerinden, yazıda yer alan sözlerin, davacının siyasi konumu ve sorumluluğu göz önüne alındığında eleştiri hudutları içinde kaldığı ve hukuka aykırılık unsurunun oluşmadığı-
Kişilik hakları saldırıya uğrayan zarar görenin davayı kendisinin veya davalının oturduğu yer mahkemesinde ya da haksız eylemin gerçekleştiği yerde açabileceği-
Davalı yanı şikâyete yönelten mevcut emareler karşısında şikâyet hakkının, hakkın kullanılması amacına uygun olarak inandırıcı olaylara dayanarak, hukuka uygunluk sınırlan içinde kullanıldığı-
Davalılar tarafından yayımlanan haber davacı yönünden gerçek olmadığından gerçek olmayan böyle bir haberin ise davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davaya konu haber ile ilgili olarak davacının derslere girmediği halde ücret aldığı noter tespiti ve tanık ifadeleri ile sabit olduğundan davaya konu yazılar da bu olayların eleştirisi mahiyetindedir; ancak; BK' nun 53. maddesine göre ceza mahkemesindeki maddi vakıa ve mahkûmiyet kararı sebebi ile uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekir ise de gerek davalı gazetenin yerel yayın yapan bir gazete olması, olay tarihinin eski olması gözetildiğinde; davaya konu ifadeler sebebi ile hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu-