Kişilik hakları saldırıya uğrayan zarar görenin davayı kendisinin veya davalının oturduğu yer mahkemesinde ya da haksız eylemin gerçekleştiği yerde açabileceği-
5187 sayılı Basın Kanununun 13. maddesinde basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, tüzel kişi şirketse, anonim şirketlerde yönetim kumlu başkanı, diğer şirketlerde müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı-
Dava konusu haberde yer alan disiplin cezaları nedeniyle davacının "sabıkalı" olarak nitelendirilmesinde bir aşırılık bulunmadığı, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık anlamında; salt bu kullanım biçiminin, küçük düşürücü nitelikte sayılamayacağı-
Yayın ile davacının çevresinde ve öğrenim gördüğü okulda yoksul ve fakir muhtaç biri olarak teşhir edilmesine neden olunduğundan ve hukuka aykırı bu eylem nedeni ile küçük Z. ile anne ve babasının kişilik hakları zarar gördüğünden; ayrıca kural olarak bir kimsenin resminin izinsiz yayınlanması da hukuka aykırı olup kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği-
Bekçi, 20.10.1999 tarihli karakol ifadesinde, başlangıçta işyerinden atılacağı korkusuyla M. A. K. ve dava dışı A.'in ismini davalıya verdiğini aslında gerçekte kimseyi görmediğini beyan etmiş olması karşısında, davalının M.A. K.'a yönelik şikayeti için yeterli emarenin var olduğunun kabulü ile bu davacı hakkındaki manevi tazminat talebinin reddi gerekeceği-
Davalı tarafın eylemi niteliği itibarıyla, haksız eylem olup, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte zarar oluştuğundan faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesinin gerekeceği-
Söyleşinin açıklanan şekli ile ve bir bütün halinde değerlendirildiğinde haber ve eleştiri niteliği taşıdığı, güncel olduğu, öz ve biçimi birbirine uygun ve içeriğinde davacının kişilik haklarına saldın oluşturabilecek bir ibare taşımadığı-
Dava konusu yayın ile haber verme amacına uygun düşmeyen ifadeler kullanılmak suretiyle özle biçim dengesi bozulduğundan yayının her iki davacı yönünden de hukuka aykırı olduğu-