İhtiyati hacze itiraz eden mirasçılar vekilinin, müvekkilinin murisinin 2005 yılından itibaren Demans hastası olduğu, fiil ehliyetinin bulunmadığı itirazlarının İİK'nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan nedenler kapsamında olmadığı -
İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin, kefalet sözleşmesinde imzası bulunan müvekkilinin murisinin akıl hastası olması nedeniyle fiil ehliyetinin bulunmadığı itirazının İİK'nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz nedenleri kapsamında olmadığı-
İİK’nun 265.maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin sınırlı olarak sayıldığı, uyuşmazlık konusu bononun kambiyo senedi niteliklerini taşıdığı, teminat amacıyla verildiği konusunda yazılı bir delil ibraz edilmediği, vekaletnamenin şahıs şirketini temsilen verilmiş olabileceği gibi ayrıca ibraz edilen diğer bir vekaletname ile de olası tereddütlerin giderildiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu-
İhtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulması halinde başvurunun ihtiyati haciz kararının uygulanmasını durdurmayacağı-
Borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.03.2011 tarihli aynı sayılı ek kararıyla, borçlunun itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmış olup böylece takip dayanağı ihtiyati haciz kararı kaldırıldığından buna ilişkin yetki kuralına dayanılma olanağının kalmamış olduğu-
'Adi belgeye dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği', 'ödeme belgesindeki imza bölümünde şirketin kaşesinin veya isminin bulunmadığı', 'şirkete ait antetli kağıt kullanılmasının şirketi borç altına sokamayacağı', 'imzanın vekil ait olmadığı'na yönelik itirazlarının İİK. mad. 265 kapsamında olmadığı-
İcra ve İflâs Kanunu'nun 265’nci maddesinde sayılan itiraz sebepleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, borçlunun soyut olarak Cumhuriyet Savcılığına yaptığı şikayet, imza inkarında bulunması ve imzanın borçluya ait olmadığına dair sunulan özel rapor gerekçe gösterilmek suretiyle işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
İhtiyati haciz kararının itiraz üzerine kaldırıldığı iddia edilmediğine göre borçlunun takibinin esasına yönelik olarak yaptığı sair itiraz nedenlerinin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası sırasında verilen kararın kesinleşmediği, kesinleşmeden icraya konulmayacak olan bu kararın eki niteliğindeki vekalet ücreti ve yargılama giderleri içinde kararın kesinleşmesinin zorunlu olduğu belirtilerek itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesinin yerinde olduğu-
Beş günlük kesin sürede teminatın yatırılması halinde ihtiyati haczin devamına karar verilmesinin yerinde olduğu-