Tapusuz taşınmazlar menkul mal hükmünde olduğundan, tedavülleri için zilyetliğin naklinin zorunlu olduğu- Somut olayda çekişmeli taşınmazların kök murisler tarafından, anılan senetlerle davalılara satıldığı, senetlerin çekişmeli taşınmazlara aidiyet olduğu, bu satışa istinaden taşınmazların davalılar adına tespit edildiği anlaşılmakta ise de, bozma kararı sonrası yapılan keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, çekişmeli taşınmazların zilyetliğinin davalılara malik sıfatıyla devredilmediği, davalıların murislerin nam ve hesabına murisler ile birlikte taşınmazda zilyet oldukları anlaşıldığından bu taşınmazlar yönünden davanın reddinin gerektiği-
Somut olayda, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu dışında kaldığı, öncesinin orman olmadığı, içinde sık ve sıralı dikilmiş 35-40 yaşlı bakımlı zeytin ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanarak tespit tarihinden önce 20 yılı aşkın süre ile davacı tarafından kullanıldığı, böylece zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu sabit olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılan yer ile ilgili yerel mahkemece hüküm kurmaya elverişli araştırma ve inceleme yapılıp yapılmadığı, jeoloj, fen ve ziraat bilirkişileri marifetiyle mahallinde keşif yapılması ile tespit bilirkişileri ve davacı tanıklarının yeniden dinlenmesinin gerekip gerekmediği- Ortada verilmiş bir direnme kararı bulunmadığından davalıların temyiz itirazlarının Özel Dairece incelenmesi gerektiği-
Çekişme konusu taşınmazlar hakkında TMK 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanma koşullarının davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olup olmadığı-
Kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK'nin 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına-
Tapu kaydı ve tapulama tutanağındaki açıklamalara göre kayıt malikinin kim olduğuna yarar bilgilerin tapu kütüğünde mevcut olduğu ve dayanak tapu kayıtları ve vergi kaydında ismi bulunan, tanınan ve bilinen kişilerden olduğu anlaşıldığından TMK’nın 713/2. maddesinde belirtilen "…maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan.." kişi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı- 
. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; TMK'nın 713/2. maddesinde yer alan "…aynı koşullar altında maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan…" nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği ilişkin eldeki davada, kayıt maliki "Refia"nın tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılabilen bir kişi olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacılar yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı-
Dosya içeriğine göre, dava dilekçesinde dava değerinin ............ TL olarak gösterildiği ve bu miktar üzerinden harçlandırıldığı, mahkemece dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri tespit edilmeden ve tespit edilecek değer üzerinden harç ikmali yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı- Dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle değerleri toplamının dava dilekçesinde gösterilen miktar kadar olmadığı açık olduğundan, mahkemece dava konusu taşınmazların başında yapılacak keşif sonucunda alınacak bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değerinin belirlenmesi gerekirken, yargılama süresince alınması gereken dörtte bir karar ve ilam harcı tamamlanmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
7. HD. 15.09.2021 T. E: 360, K: 697-
8. HD. 24.06.2021 T. E: 1941, K: 5490-