Davacıların ve davalıların taşınmazda pay maliki olma tarihleri gözönünde bulundurulmak suretiyle, toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde, davacıların önalım hakkına dayalı talepleri değerlendirilerek olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken aktif husumet yokluğu nedeniyle talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Maliklerin veraset ilamlarının alınmasına dair davada, yerel sulh hukuk mahkemesinin kararına göre, kayıt maliklerinin kim oldukları tespit edilemediğinden davanın reddine karar verildiğinin, Hazine'nin yasal mirasçı olduğunun ve kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı, buna göre; Kadastro Kanunu'nun 18/2.maddesine göre kanunlar uyarınca Devlet'e kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceğinden, davacının "...maliki 20 yıl önce ölmüş..." hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinin de reddi gerekeceği-
TMK’nin 713/2. maddesine dayanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ise ağaçların muhdesat olarak bedelinin tahsili isteği dayanmaktadır. Somut olayda, dava TMK’nin 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde muhdesat bedelinin tahsili isteği-
Her ne kadar mahkemece, gerekçe bölümünde davanın, malikin tapu kaydından kim olduğunun anlaşılamadığı sebebine dayanılarak açıldığı kabul edilerek, kayıt malikinin bilinmeyen kişi olduğundan hareketle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu 510 ada 5 parsel 1959 yılında tapulama çalışmalarında, Şubat 1316 tarihli ve 35 nolu tapu kaydı uygulanmak suretiyle ... adına tespit ve tescil edildiği, kayıt malikinin ölü olduğu ve mirasçıları bilinmediği belirtilmek suretiyle tutulan tutanağın ......... tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, tutanakta ayrıca, ...'dan 32 yıl önce haricen satın alındığına dair itirazda bulunulduğu da görüldüğünden, Daire ve Yargıtay uygulamaları doğrultusunda, dayanak tapu kaydı, kadastro tutanağındaki bilgiler ve dosya kapsamına göre, kayıt malikinin kanun anlamında bilinen kişi olduğunun açık olduğu, mahkemenin bu nedenle davanın kabulüne karar vermesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, davada TMK’nin 713/2. maddesinde düzenlenen “malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması” sebebine dayanılmasına rağmen, dava konusu diğer taşınmazın tapu kaydı, kadastro tutanağı ve dayanak kayıtları ilgili yerden getirtilmemesinin, bu sebep yönünden bir araştırma yapılmamasının, kararda da olumlu olumsuz değerlendirme yapılmadan eksik araştırmayla karar verilmesinin doğru olmadığı- Kayıt malikinin ölmüş olması sebebi bakımından yeterli araştırma yapılmadan, tapuda malik gözüken şahısların ölme ihtimalinin yüksek olduğu gerekçesiyle ve taraf teşkili sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, hal böyle olunca, bu sebep yönünden mahkemece yapılması gereken işin; öncelikle, Hazine de hasım gösterilmek suretiyle tapuda malik gözüken şahısların mirasçılık belgesinin alınması için davacılara süre verilerek, mirasçılık belgesinde belirlenecek mirasçılara göre taraf teşkilinin sağlanması, mirasçı bırakmadan ölmesi ve TMK 501. maddesi gereğince Hazine'nin mirasçı olması halinde dayanılan sebebe göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil kararı verilemeyeceğinin gözetilmesi, dava konusu ...... ada ......... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı, kadastro tutanağı ve dayanak kayıtlarının getirtilmesi, toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi olması gerekeceği-
Kadastro öncesi satın alma sebebinin dışında davada TMK'nin 713/2. maddesinde yer alan “ölüm” sebebine dayanıldığına göre, mahkemece, kadastro öncesi satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil talebi hakkında hüküm kurulmasına rağmen 713/2. maddesinde yer alan “ölüm” sebebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyerek yazılı şekilde HMK’nin 297/2. maddesine aykırı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kesinleşen mahkeme kararıyla taşınmazın mera nitelikli olduğu ve Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, imar uygulaması neticesinde mera niteliğinin kaldırıldığı ve parselizasyon işleminin yapıldığı sabit olduğundan ve meralar devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmeleri mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davanın TMK'nin 713/2 maddesine dayalı açıldığı açık ise de bu maddede yazılı ‘malikin tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamaması’ veya ‘kayıt malikinin yirmi yıl önce ölmüş olması’ sebeplerinden hangisine dayanıldığının anlaşılamadığı, mahkeme tarafından da bu hususta davacı tarafa net bir açıklama yaptırılmaksızın .......’e ilişkin payın intikalinin yapılmadığı, ..........’in kim olduğunun bilinmediği, kadastro tespitinden sonra gerek murisleri gerek davacılar tarafından mülk edinme koşullarının oluştuğu, kayıt maliki hakkında tapu kaydının hukuki niteliğini yitirdiği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verildiği, .bu durumda mahkemece Daire'nin ilke ve uygulamaları da dikkate alınarak davacı tarafa Türk Medeni Kanunu’nun 713/2. maddesinde yazılı hangi hukuki sebeplere dayandığı hususunun açıklattırılması, hukuki sebep belirlendikten sonra bu sebeple gerekli ilgili inceleme ve araştırmanın yapılması gerektiğinden, delillerin toplanması sonrasında oluşacak duruma göre hüküm kurulması gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın evveliyatı olan ......... parsel sayılı taşınmaz, revizyon gören ........... tarih ve ....... sayılı tapu kaydı ile .......... tarih ve ............. sayılı tapu kaydına istinaden tespit ve tescil edilmiş olup, bahsi geçen eski tapu kayıtlarında, kayıt malikinin baba adı, ana adı ve kardeşlerinin bilgileri yer aldığı görüldüğünden,, tapu malikinin kim olduğu tapu kütüğünden anlaşıldığının kabulü gerekeceği, kayıt malikinin mirasçılarının belirlenememiş olması da, davacı lehine TMK’nin 713/2.maddesindeki kazanma koşullarının oluştuğu anlamına gelmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nin 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekeceği-