Dava, imar-ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemine ilişkindir...Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış sadece hava fotoğrafları dosyaya getirtilerek bilirkişi tarafından dava konusu yer harita üzerinde işaretlenmekle yetinilmiş, dava konusu edilen bölümün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Murisin ölüm tarihinin kadastro tespit tarihinden sonra olması, davacıların müstakil zilyetlik iddiasında bulunmamış olmaları davacıların murisi adına kuru toprakta 100 dönüm taşınmazın tesciline karar verilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi belirlemenin en iyi yönteminin hava fotoğraflarının incelenmesi olduğuna göre, çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları getirtilerek üzerinde bu konuda uzmanlıkları bulunan uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılması gerekirken, imar ihya yönünden değerlendirme içermeyen raporun hükme esas alındığı, bu haliyle hava fotoğraflarından yeterince ve yöntemine uygun şekilde yararlanılmadığı anlaşıldığından eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemeyeceği-
Dava, kadastro öncesindeki miras payına yönelik olarak açılan tapu iptal ve tescili isteğine ilişkindir...Dosyadaki güncel tapu kaydından, 309 ada 6 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin hisseli şekilde davalılar olduğu ve ifraz sonucu taşınmazın vasfı değişmiş ise de yol olarak terkin edilmediği, toplanan delillere göre taraflar arasında tüm mirasçıların katılımı ile yapılan hukuken geçerli bir taksimin olmadığı, davalı tarafın taksim iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından ...parsel sayılı taşınmaz hakkındaki dava gibi .... parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir...Asli müdahale davasının ilk davadan bağımsız ve ayrı bir dava olduğu, davalıların ise ilk açılan davanın tarafları olan davacı ve davalıları olduğu ve HUMK’nın 388. maddesi gereğince asli müdahale davası hakkında da ayrıca bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. İşin esasına gelince, Mahkemece davacı ve asli müdahilin dayandığı kök murise ait 1936 tahrir numaralı vergi kaydı keşifte uygulanarak dava konusu taşınmaza uyduğu ve vergi kaydının başka bir taşınmaza revizyon görmediği kabul edilerek yazılı şekilde kabul kararı verilmiş ise de; vergi kaydının zilyetlik veya diğer mülkiyeti kazandırıcı sebeplerle birleşmediği zaman değer taşımayacağında kuşku yoktur. 1936 yılında taşınmazların vergi kaydının yapılması, tespitin yapıldığı 1994 yılına kadar zilyetlik iradesinin sürdürüldüğü anlamına gelmeyeceğinden dosyadaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerekmekte olup, yapılan zilyetlik araştırması da hüküm kurmak için yeterli değildir.
Malzeme sahibinin bir başkasının tapulu taşınmazına esaslı ve bütünleyici parça niteliğinde yapı yapması halinde, parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilmesi için, malzeme sahibinin, el attığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasının gerektiği- Çaplı taşınmazda iyi niyet söz konusu değil ise de taşınmaz malikinin geçersiz sözleşme ile taşınmazı satması, bu sözleşmeye dayanarak alıcıya zilyetliği devretmesi, satış bedelini alması ve uzun süre kullanımına rıza göstermesi halinde; satıcının yahut mirasçılarının sözleşmenin geçersizliğinden bahsetmelerinin, dürüst davranma kuralına aykırı olduğu- Davacının ıslah talebi bulunmadığından ve TMK. m.713 koşulları da bulunmadığından buna dayalı gerekçeli hüküm tesisinin ağır hukuki hata niteliğinde olduğu-
Taşınmazın niteliğinin, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresinin ve niteliğinin, taşınmazın sınırında kuru dere bulunması hususu irdeleyip taşınmazın dere yatağı niteliğinde olup olmadığının yahut derenin jeolojik etki alanında bulunup bulunmadığının belirlenerek denetime elverişli bilimsel verileri içeren ayrıntılı rapor alınması gerektiği-
Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir...Doğru sonuca varılabilmesi için, taşınmazın ne zaman imar planı kapsamına alındığı ayrıntılı olarak araştırılmalı, buna ilişkin karar ve imar planları getirtilmeli, taşınmaz imar planına alınmış ise imar planından, alınmamış ise dava tarihinden geriye doğru en az 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait ve yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının ve dava tarihinden itibaren iktisap süresince beşer yıllık periyotlarda çekilmiş olan hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ardından taşınmaz başında üç kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyeti, 1 fotoğrafçı bilirkişi ve 1 fen bilirkişi marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, hava fotoğrafları üzerinde fotogrometri ve jeodezi uzmanı olan harita mühendisi bilirkişi kurulundan belirtilen hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile incelenmesi suretiyle hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğünden gelen paftaların ise düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, önceki niteliği, imar - ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ihyaya muhtaç ise imar - ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise taşınmazın hangi tarihte tarım arazisi haline gelmiş olduğu konusunda rapor alınmalı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup-dolmadığı belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK'nın 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılık giderilmeli, HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, fen bilirkişisinde keşfi takibe yarar rapor alınmalı, bundan sonra netice hakkında karar verilmelidir.
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir...Somut olayda, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu dışında kaldığı, öncesinin orman olmadığı, içinde sık ve sıralı dikilmiş 40-45 yaşlı bakımlı zeytin ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanarak tespit tarihinden önce 20 yılı aşkın süre ile davacı tarafından kullanıldığı, böylece zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu sabittir. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, 6831 sayılı Yasa’nın 1/J-) maddesine farklı anlamlar yüklenerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.