Tapu kayıt maliklerinden ...’nin 1992 yılında, ...’in 1995 yılında öldüğü ve temyize konu eldeki davanın 27.12.2007 tarihinde açıldığı anlaşıldığına göre, TMK’nin 713/2. maddesinde aranan 20 yıllık zamanaşımı süresinin adı geçen kayıt malikleri yönünden dolmadığından bahsi geçen 2 kayıt malikinin payı yönünden davanın kabulünün isabetli olmadığı- Mahkemece dava konusu taşınmazın keşfine sadece fen bilirkişisi götürülmesi, bu pay sahibine ilişkin olarak TMK'nin 713/2. maddesindeki zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taşınmazın zilyetliği ve niteliği hususundaki tanık beyanlarının yerinde ziraat bilirkişisi tarafından değerlendirilmemesinin doğru olmadığı- TMK'nin 713/2. maddesine dayalı uyuşmazlıklarda davanın başarıya ulaşması halinde kayıt malikinin mirasçıları olan davalı gerçek kişilerin yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları-
Kadastro tespitinden önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK'nin 713/1 ve 996, 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi gereğince açılmış mülkiyetin aktarılmasına-
Yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi dikkate alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân tanındığı ve kayıt düzeltimleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğunun görüldüğü, davacılar vekili tarafından bahsi geçen Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri gereği, tapu kaydında düzeltim için gerekli başvurular yapılmış ancak henüz süreç tamamlanmadığından, tapuda isim tashihi davası açılmadan önce kanuni düzenlemelere göre öncelikle idari yolların tüketilmesi, sonrasında isim tashihi davası açılması gerekeceği, o halde, mahkemece, mevzuata göre yapılması gereken işlemlerin tamamlanması beklenilip, oluşacak sonuca göre, toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir iken, tapuda isim tashihi davası açılmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Bu tür davalarda tapu kütüğünün tutulmasından devletin sorumlu olması, tapunun gereği gibi tutulamaması sonucunda koşulların oluşması halinde TMK’nin 1007. maddesi uyarınca zarardan sorumlu olması ve diğer yandan ise malikin dava tarihinde bilinmediği kabul edildiğinden aynı Kanun'un 501. maddesine göre tapu malikinin hiç mirasçı bırakmadan ölmesi halinde ölen gerçek kişinin mirasının devlete kalacak olması halinde başlangıçta davalı olarak Hazine gösterilmek suretiyle taraf teşkili sağlanabileceği-
Yargılama hukukunun temelini teşkil eden ve Anayasa’nın 36. maddesi ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma ilkesinin en önemli unsurunu oluşturan hukuki dinlenilme hakkına dair yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece davanın 22. celsesinde asıl davanın davacısı birleşen davanın davalısı olan ... vekilinin mazeret dilekçesini reddederek ve karşı taraf vekilinin asıl davayı takip etmeyeceklerine yönelik beyanı üzerine asıl dava hakkında verdiği işlemden kaldırma kararının asıl davanın davacısı birleşen davanın davalısı olan ... vekiline tebliğine karar vermesi ve kararın tebliği ile vekilin işlemden kaldırma kararından haberdar olmasının sağlanması gerekirken, işlemden kaldırma kararının duruşmada tefhimi ile yetinilmesinin ve sonrasında ninai hükümde davanın ........... tarihinde takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin ve 3 aylık yasal sürede dosyanın yenilenmediği gerekçesiyle HMK’nin 150. maddesi uyarınca asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
“Ölüm” hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, gerek yasal hasım durumunda bulunan Hazine ve diğer kamu tüzel kişilerinin ve gerekse iptal ve tescil isteği nedeniyle davada taraf durumunu almış bulunan kayıt malikinin mirasçıları olan davalıların harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı-
Taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satış sözleşmelerine istinaden davacıya ait olduğu, dava konusu taşınmazları davacının satın aldığı, tapusuzken Hazine adına kaydedildiği, taşınmazların ıslah, imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiği gerekçesiyle tapuya tescillerine karar verilmesinin talep edildiği davada; taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği hususunun usulünce araştırılmadığı, birçok parselin birleşmesi ve ifrazı neticesinde oluştukları ve geldileri olan parsellerin ise idari yoldan tescil edildiklerinin anlaşıldığı, yasa gereği on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanabilmesi için ilgili taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi gerektiği, idari yoldan tescil edilen taşınmazlar hakkında on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma imkanı bulunmadığından kadastro tutanağı düzenlenip düzenlemediğinin araştırılmasından sonra, idari yoldan taşınmazların tescil edildiklerinin anlaşılması halinde esas hakkında karar verilmesi gerektiği-
Duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... Müdürlüğü ile dahili davalı yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri gereğince vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait tespit tarihine yakın tarihli ve temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edilmesi, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, taşınmaz bölümleri üzerinde davacı tarafın bir zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte başladığı, kimden kime, nasıl intikal ettiği ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılması; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli zirai bilirkişi raporunu da irdeler şekilde çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğini, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde imar-ihyanın ne zaman tamamlandığını, taşınmaz bölümlerinin ne kadar süredir tarım arazisi olarak kullanıldığını bildirir, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık beyanlarını denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlettirilmesi, temin edilebilen en eski tarihli ve güncel uydu fotoğrafları üzerinde çekişmeli taşınmazın yerinin ve sınırlarının gösterilmesi istenilmesi ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece; taşınmazın senetsizden muris adına tespit edildiği tarihle kadastro tespitinin kesinleşmiş olduğu tarih arasında satın alma iddiası ile ilgili olarak iddia ve savunma çerçevesinde , mevcut ve toplanacak delillere göre araştırma ve inceleme yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-