Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, dava konusu taşınmaz ve 6100 Sayılı HMK’nun 26/1 ve 297/2. maddeleri hükümleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların davalıya dava konusu taşınmazın tapudan devri konusunda ihtarname çektiği, ihtarname çekildiği tarihte ferağ umudunu yitirdiklerinden bu dava için öngörülen zamanaşımı süresi dolmadığı, bu tür davalarda zamanaşımı davacının ferağ umudunu yitirdiği anda başlayacağı-
Elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı olduğu-
Kaçak ve yitik kişilere ait taşınmazlar Tasfiye Kanunları uyarınca Devlete kalmış olup, hazineye kalan bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmayacağı-
713/2. maddesindeki sebeplerin tamamı gösterilerek terditli olarak davanın açılmasının mümkün olmadığı-
2003 yılında toplulaştırma çalışmalarında ham toprak vasfı ile Hazine adına tescil edilen yerin, zamanaşımı yoluyla kazanılması ve özel mülkiyet şeklinde tapuya tesciline karar verilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesindeki koşullar altında imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmiş olması ve bu olgununtamamlandığı tarihten dava tarihine kadar kazanma koşullarının geçmiş olması gerekeceği-
Tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilmesi gerekeceği, fakat tapu kaydı, tedavül kayıtlar, tapulama tutanağındaki açıklamalara göre davalı kayıt malikleri H. anası F., H. oğlu D., H. oğlu A., H. oğlu İ., H. oğlu S. ve A. karısı H. tanınan ve bilinen kişiler olup, maddede yazılı koşulların gerçekleştiğinin kabule olanak bulunmayacağı-
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı yasanın 16.maddesiyle 3402 sayılı yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK'nın 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından da) ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulmaması gerekeceği-
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı yasanın 16.maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre "kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK'nın 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından) ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Taşınmaz 16700 m2 alana sahip olup davalı miras yoluyla 1/3 payın maliki olduğundan, davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti ile yargılama giderinin iptal ve tescile karar verilen alanın 1/3'ünün değeri üzerinden hesaplanması gerekeceği-