Tapu malikinin mirasçıları davada taraf sıfatını aldığından Hazine'ye karşı husumet yöneltilemeyeği-
Tapulu taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığı, sadece bunun istisnalarından birisini, TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davaların oluşturduğu-
Her ne kadar, dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilmeden evvel bir kısım kurumlara yazılar yazılarak imza örneği sorulmuş ise de; taraflara murisin parmak izini taşıyan belgelerin bulunabileceği yerleri bildirmeleri için süre ve imkan tanınması, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca tanzim edilen raporda bahsedilen kurumlardan araştırma yapılması, parmak izi taşıyan belgelerin getirtilerek dosyaya eklenmesi, tüm bunlar temin edildikten sonra dosyanın tomarıyla birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek dosya üzerinde yapılacak inceleme sonucu parmak izinin murise ait olup olmadığı yönünden Adli Tıp Kurumu'nun ilgili biriminden rapor istenmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinde taksim olmadığı takdirde bir mirasçının zilyetliği diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağından mirasçılar arasında kazanmayı sağlayan zilyetlik işleyemeyip olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile hak iktisap etmenin mümkün olmadığı-
Mahkemece; dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıkların HMK'nun 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, davacının zilyetliğinin hangi tarihte başladığının ve ne şekilde devam ettiğinin, zilyetliğinin kendi nam ve hesabına mı yoksa tapu maliki olan davalının izni ile mi gerçekleşip gerçekleşmediğinin tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, zilyetliğin ilk başlangıç tarihinin somut olay ya da tarihlerle saptanmaya çalışılması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK'nın 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, yine keşife katılacak teknik bilirkişilere taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşı, cinsi ve sayısı ile diğer bir kısım muhdesatların niteliği ve sayısı belirtilmesi suretiyle infaza ve denetime elverişli basit kroki düzenlettirilmesi, Yargıtay ve Dairemiz'in devam eden kökleşmiş uygulamalarına göre tapu kaydının intikal gördüğü 2004 yılına kadar davacının zilyetliğinin mülkiyeti kazanmaya yeterli olacak şekilde ekonomik amaca uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği-
Mahkemece yazılı gerekçe ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de bozma ilamına uyulmakla davacı yararına kazanılmış hak oluştuğu gibi tapu kayıt malikinin mirasçılarının tespiti yönünden davacı tarafa süre ve imkan verildiği, davacı vekili tarafından süresinde ...... Sulh Hukuk Mahkemesi ....... Esas sırasında kayıtlı davanın açıldığı ve bu dava sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar verildiği halde ....... Sulh Hukuk Mahkemesi ........ Esas sayılı davanın sonucu beklenmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davanın reddinin doğru olmadığı-
Davacının iddiasına göre davanın, kadastro tespitinden önceki miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı TMK'nun 713/1 ve 996, 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi gereğince açılmış mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşımın belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceği-
Fen bilirkişi raporunda, davacının kullandığı alanın yüzölçümü açıkça belli olmasına rağmen, kullanılan alandan fazlasının davacı adına tescil edilmesinin doğru olmadığı-
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Zaman bakımından görev ve yetki başlıklı 26.maddesine göre; Kadastro Mahkemesi'nin; 10’uncu maddeye göre kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları, 11 inci maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davaları, Mahalli hukuk Mahkemelerinden 27 nci madde uyarınca Kadastro Mahkemesine devredilen dava ve dosyaları, Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları inceleyeceği ve karara bağlayacağı-
Yerel mahkemece direnme kararının gerekçe bölümünde Yargıtay ve Yargıtay tetkik hakimlerinin çalışma düzeni hakkında yapılan ve davanın esası ile ilgisi olmayan değerlendirmelerin hukukilikten uzak olduğu; usul kurallarına uygun olmadığı gibi yapılan eleştiriler ve kullanılan üslup hem davanın tarafları hem de toplum nazarında Yargıtay kararlarına duyulan güven ve saygınlığın sarsılmasına yol açabileceğinden, gereğinin yapılması için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na bildirimde bulunulması gerektiği- Dava konusu taşınmazın tespit tutanağında belirlenen niteliğine göre "imar ve ihyaya muhtaç" yerlerden olduğu, mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu ziraat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise "taşınmazın yer yer sürülü olduğu, sürülü olmayan kısımların otluk olduğu, içerisinde taş ve kayalar ile meşe palamudu ile badem ağaçlarının bulunduğu" belirtildikten sonra, açık bir şekilde "fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile ve sarı renkte gösterilen çekişme konusu bölümün gerekli ekim, dikim ve bakım işleri yapıldığı takdirde bakımlı bir bahçe olabileceği" belirtilmiş olduğundan, çekişme konusu bölümün imar ve ihyasının tamamlanmamış olduğu ve dosya içerisinde yer alan bu bölüme ait fotoğraflar da "imar ve ihyanın gerçekleşmediğinin" anlaşıldığından, TMK. mad. 713/1 ve 3402 s. Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri uyarınca "zilyetlikle mülk edinme" koşullarının kanıtlandığının söylenemeyeceği-