Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişinin, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebileceği- Aynı koşullar altında, maliğin tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebileceği- Tescil davasının, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılacağı-Davanın konusunun, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan olunacağı- Son ilandan başlayarak üç ay içinde kanunda sayılan koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hakimin tescile karar vereceği- Mülkiyetin birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olacağı- Davalılar ve itiraz edenlerin, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceği-
TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu-Elbirliği mülkiyetine tabi terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir veya birkaç mirasçının tek başına dava açmasının olanaksız olduğu- TMK'nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranacağı, dava açmada bir tasarrufi bir işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte açmaları gerekeceği- Dava sadece mirasçılardan ... tarafından açılmış, davacı vekili taşınmazın vekil edeni adına tescilini istemiş, mirasçılardan ... ile ... davaya muvafakat ettiklerini yazılı olarak bildirmiş iseler de, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtlarından bu kişiler dışında başka mirasçıların bulunduğu anlaşıldığı-
Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmadığı, ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabileceği, kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2. maddesindeki düzenlemeler olduğu, TMK'nun 713. maddesinin 2. fıkrasına dayalı olarak açılan davaların başarıya ulaşması; bu fıkrada belirtilen koşullar yanında aynı zamanda 713/1. fıkrasındaki koşulların da gerçekleşmiş bulunmasına bağlı olduğu, çünkü 2. fıkrada; “aynı koşullar altında…” denilmek suretiyle aynı maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunduğu anlaşıldığı, bu nedenle 1. fıkradaki koşulların araştırılıp belirlenmesinin zorunlu olduğu, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmesi gerekeceği-
Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesine imkan tanıyan TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi , “Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarih ve 2009/... Esas, 2011/... Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi'nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun kabul edildiği, bundan ayrı, harici satış senetleri sadece tapulu taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren kural olarak satın alan kişi veya kişilerin zilyetliğinin hangi tarihte başladığı bakımından kabul edilebileceği, bunun dışında tapulu taşınmazların TMK'nun 706, TBK'nun 237, 2644 sayılı TK'nun 26. maddesi gereğince alım ve satımları resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayıp, alıcıya herhangi bir hak bahşetmeyeceği, TMK'nun 713/1. maddesine dayalı istek hakkında da hiç şüphesiz olumlu bir sonuç doğurmayacağı, yani, tapulu taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığı, sadece bunun tek istisnasını TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davaların oluşturduğu-
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmadığı, ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olabileceği, kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2. maddesindeki düzenlemeler olduğu- Kanun'un açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olması hali olduğu-Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekeceği, ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığının kabul edileceği, başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs olmadığı-
Dava, TMK'nın 713/2. fıkrasında yer alan; “ … maliki 20 yıl önce ölmüş …” hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nın 713/1-2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olup, dava konusu 110 parsel sayılı taşınmazda iptal ve davacılar adına tesciline karar verilmesi istenilen 8/36 pay tapu sicilinde ''F. mirasçıları'' adına kayıtlı olup, bu tapu kaydının F. adlı kişiye ait olduğu kabul edilemeyeceği, tapu kaydının mirasçıları adına olduğu kabul edilmesi gerekeceği, tapu kaydında mirasçıların adının gösterilmemiş olması da bu sonucu değiştirmeyeceği, adı geçen mirasçılar davanın açılmasından önce mirasçılık belgesiyle intikali sağladıklarına göre, tapu maliki sayılan mirasçılar sağdır ve paylarının TMK'nın 713/2 maddesi gereğince ölüm hukuki sebebine dayalı olarak zilyetlikle ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle kazanılmasının da söz konusu olamayacağı-
Tescil davalarının kamu düzenini ilgilendirmesi ve kanun koyucu tarafından da benimsenen kamusal ağırlığının bulunması nedeniyle hakimin, yasal hasım durumundaki Hazine ve köy tüzel kişiliği ile varsa ilgili kamu tüzel kişiliğini kendiliğinden davaya dahil etmesi ve taraf teşkilini sağlaması gerekeceği-
Mahkemenin dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekeceği- Medeni Usul Hukuku'na göre ancak davada taraf olan kişiler hakkında hüküm kurulabileceği, bu nedenle Mahkeme tarafından davada taraf durumunu almış kişiler yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, davanın tarafı olmadığı, taraf durumunu almadığı anlaşılan kişi lehine yazıl hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteği-
TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi , “Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarih ve 2009/... Esas, 2011/... Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi'nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, kanun maddesinde yazılı her üç neden ispat koşulları nedeniyle ayrı davaların konusu olduğu, bu nedenle öncelikle, Mahkemece davacı vekiline önel verilerek davasını TMK'nun 713/2. maddesinde bulunan hukuki sebeplerden hangisine dayandırdığının açıklattırılması (HMK m.31) ve dayanılan dava sebebine göre taraf teşkilinin sağlanabilmesi için kayıt maliklerine ait veraset belgesinin temin edilmesi, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydının tüm geldi ve gittilerinin Yerel Tapu Müdürlüğü’nden, burada bulunmaması halinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı’ndan getirtilerek dosya arasına konulması, taraf delillerinin toplanması, bundan sonra oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-