İptal ve tescile konu taşınmazın Tapu Müdürlüğü'nce yerel Mahkemeye gönderilen tapu kaydındaki tescil tarihi ile ......... Kadastro Mahkemesi'nin 18.08.2006 gün, ........ Esas .......... Karar sayılı kesinleşen kararı arasında çelişki bulunduğu, davacı tarafın 01.10.1996 tarihli "muvafakatname" başlıklı noter senedi ile yapıldığı ileri sürülen haricen satım sebebiyle tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu da gözönünde bulundurularak belirtilen çelişkinin giderilmesinden sonra iddia ve savunma çerçevesinde, toplanmış ve toplanacak tüm deliller gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazların evveli tapusuz olup , belgesizden tespit ve tescil edildiği, dayanak satış tespit sonrası tescil öncesi bir tarihe karşılık geldiğinden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı, tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazların TMK'nun 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğinde olduğu, aynı Kanunu'nun 763. maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşeceğinden, satış ve devirlerin her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu- Mahkemece, taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda nizalı taşınmazın bulunduğu yerde yöntemine uygun olarak keşif yapılması, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının 6100 sayılı HMK'nun 243 ve 244 madde (HUMK'nun 258 ve 259. maddeleri) hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmak suretiyle mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri, zilyetliğin başlangıcı, süresi, malik sıfatı ile olup olmadığı konularında yerel bilirkişi ve tanıklara sorular yöneltilerek açıklığa kavuşturulması, davacı O.D.'in dava konusu taşınmazları 1985 tarihinden dava tarihine kadar aralıksız, çekişmesiz malik sıfatı ile kullandığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan ve toplanacak taraf delilleri tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Davacıya 713/2. maddesinde yazılı olan ölüm veya gaiplik ya da kim olduğu bilinmeyen hukuki sebeplerinden hangisine dayandığının sorulması, kesin olarak belirlenen hukuki sebebe göre taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bahsi geçen madde yanlış yorumlanarak, üç hukuki sebebin ayrıntılarına değinilmeden hukuki sebebi belirlenmeyen davanın koşulları oluştuğu görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece; davanın, öncelikle tapu maliklerine, tapu malikleri ölü iseler Hazine hasım gösterilmek suretiyle açılacak mirasçıların tespiti davası ile belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi açısından davacıya süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması, malikler hiç mirasçı bırakmadan ölmüş iseler miras TMK’nun 501. maddesi uyarınca Hazine’ye kalacağından şimdiki gibi Hazine aleyhine açılan davanın devamı ile uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davacı adına hükmen tesciline karar verilen 541 ve 542 parsel sayılı taşınmazların tesciline esas dava dosyaları ile ....... Kadastro Mahkemesi'nin ....... Esas, ........ Karar sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilen ...... Kadastro Mahkemesi'nin ...... Esas sayılı dosyalarının bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına alınması, davacının tespitini istediği taşınmazda, tespit tarihi olan 1977 tarihinden ve baraj suları altında kalmadan evvel zilyetliğinin bulunup bulunmadığının, taşınmazın sınırlarının ve üzerinde hangi tarihte zilyetlik yoluyla tasarrufta bulunulmaya başlandığının belirlenmeye çalışılması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmüne göre; davacı adına belgesizden tescil edilen taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğün'den, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü'nden sorulması, belgesizden alınan taşınmazlara ait kadastro tutanak ve ekleriyle tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğün'den, tescil davalarına ilişkin dosyaların ise bulundukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlaması yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesi ve yargılama oturumlarındaki maddi olgulara göre, dava 3402 sayılı Kanunun 13/B-b maddesine dayalı ve TMK'nun 713/2 maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası olup, TMK 713/2. maddesinde yazılı bulunan ölüm nedeniyle ile ayrıca kadastrodan önceki satın alma olgusuyla ile ilgili 3402 sayılı Kanunun 13/B/b maddesindeki koşullar araştırılıp dosya içerisindeki mevcut delillerle birlikte bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Tapu kayıtlarında ve kadastro tutanağında kayıt malikinin ölü olmayıp, mirasçıları olduğu açıkça yazılı olup nüfus kayıt örneklerine göre mirasçılar hayatta bulunduğundan taşınmazın bu şekilde ölüm nedenine dayalı olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından davanın reddi gerektiği-
Taşınmaz mülkiyetinin kazandırıcı zamanaşımı ile iktisabı için, o taşınmaz üzerinde nizasız, fasılasız ve iktisadi amaca uygun olarak malik sıfatıyla zilyetliğin sürdürülebilmesi ve 20 yıllık edinim süresinin dolması gerektiği- Bu tür anlaşmazlıklarda taşınmazın niteliği üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve sürenin takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık anlatımları yanında hava fotoğrafları ve topografik haritalardan faydalanmak suretiyle belirlenmesinin isabetli olacağı-
Aynı parsel hakkındaki davalarda verilecek "hükümlerin birbirini etkileyebilecek olması ve aynı taşınmaz hakkında mükerrer kayıt oluşmaması" bakımından aynı mahkemenin farklı dava dosyasında da davalı olan taşınmaz ile ilgili davaların birlikte görülmesi gerekip gerekmediğinin tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği-
07.12.2011 tarihli ve 13.09.2013 tarihli bilirkişi raporlarında projeye aykırı olarak bodrum kattan bahçeye ulaşım için bina çevresi betonarme perdede 3 metre genişliğinde kırım gerçekleştirerek bu kısmın önüne 1 metre genişliğinde sahanlık ve toplam 9 adet basamaktan oluşan merdiven tesis edildiği, sahanlık ve merdivenin mermer ile kaplandığı, bodrum kattan salona geçiş istikametinde sol tarafta yer alan odanın 170 cm metre miktarında küçüldüğü, zemin katta mutfak bölümün 180x313 ebatında büyütüldüğü tespit edildiğinden, projeye aykırı olarak yapıldığı tespit edilen yapıların bedellerinin tazminat hesabında dikkate alınmaması gerektiği- 
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarını askı ilan tutanakları orman idaresinden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek iki mühendis ve bir harita mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı "Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin "Teknik İşler" başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek ve çekişmeli taşınmazın (X) ve (Y) değerlerini gösterir şekilde koordinatlı müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre aleyhte olan ilk kararı davalı kişiler temyiz etmediklerinden davacı Orman Yönetimi yararına oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-