Mülkiyetin kazanıldığı tarihte 5403 sayılı Kanun'un yürürlükte olmadığı- Teknik bilirkişi krokisi eklenmek suretiyle taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nden, imar planı kapsamında olduğunun belirlenmesi halinde ... Belediye Başkanlığı'ndan sorularak belirlenmesi, ifrazının mümkün olması durumunda B ile gösterilen bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, aksi halde, 3402 sayılı Kanunun 15/2.maddesi hükmü uyarınca davacının kullanımındaki bölümün taşınmazın tamamına oranlanmak suretiyle davacı payının belirlenmesi, ondan sonra elde edilecek sonuca göre paylı mülkiyet hükümleri çerçevesinde iptal ve tescile karar verilmesinin düşünülmesi gerekeceği-
Usul ve yasaya uygun şekilde alınan bilirkişi raporları ile dava konusu yapılan parselin 68 m2 bölümünün kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı belirlendiğine göre, davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece yenileme kadastrosu nedeniyle hüküm kurulan parselin kaydının kapandığı parsel olduğu gözden kaçırılarak ve hükmün infazına olanak vermeyecek şekilde eski parsel üzerinden iptal ve terkine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Mahkemece kaydı kapatılan parselin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı belirlenen bölümünün, yeni oluşan parselin hangi bölümüne isabet ettiğinin, bu suretle bu parsele ait tapu kaydından iptal ve terkine karar verilmesi gereken miktarını mahallinde yapılacak keşif sonunda alınacak teknik bilirkişi raporu ile belirlemek ve krokiye işaretlettirilmesi ve sonucunda bu parsel ile ilgili bu bölüm yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malikin, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs olduğu (TMK. mad. 713/2)- Kadastro tutanağındaki bilgilere göre; tapu kaydının iptali istenen malikin tanınan ve bilinen kişi olması karşısında, kazanma koşullarının gerçekleştiğini kabule olanak olmadığından, tapu kaydının iptali ile adına tescil istemli davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
TMK’nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında ancak kayıt malikinin mirasçı bırakmadan ölmüş olması halinde TMK’nun 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla dava Hazine’ye yöneltilerek açılacağı veya daha sonra bu durumun anlaşılması halinde anılan madde gereğince davanın Hazine’ye yöneltileceği, bu davalarda belediyenin hiç bir durumda husumetinin bulunmadığı, belediye yönünden davanın husumet yokluğu sebebiyle reddi gerekeceği-
Davada TMK'nın 713/2. maddesinde yer alan “ölüm” sebebine dayanıldığına göre, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların delillerinin dayanılan sebep dikkate alınarak toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası ile ilgili bir hüküm kurulması gerektiği-
TMK. mad. 713/2 gereğince açılan davalar, kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, bir bakıma mahkemece res’en araştırma ve inceleme yapma zorunluluğu olduğu ve bu davaların kayıt maliklerine kayyım atanmak suretiyle yürütülmeyeceği, inceleme ve araştırma yapılarak taraf teşkilinin sağlanması ve taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece, davalı Hazine tarafından açılan ve kabul ile sonuçlanan dava ile Hazinenin son mirasçı olarak tespitine karar verilmiş olması da göz önünde bulundurularak TMK.nun 713/2 maddesinde belirtilen "...maliki 20 yıl önce ölmüş.." hukuki sebebi yönünden de olumlu ve olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği- HMK'nun 26. maddesine göre hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, taraflarca dayanılan hukuki sebepler mahkemece kabul ve ret gerekçeleri açıklanmak suretiyle hükümde ayrı ayrı karşılanması gerektiği-
Tapu kaydı, tedavül kayıtlar ve kadastro tutanağındaki açıklamalara göre kayıt maliki tanınan ve bilinen kişi oluğundan, mahkemece, tapu iptali ve tescile ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
TMK. mad. 713/3 gereğince açılacak tescil davalarında, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin re’sen davalı olarak gösterilmesi gerektiği- Tescil konusu taşınmazın çevresinde orman niteliğindeki alanlar bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece taşınmaz başında keşif yapılarak dava konusu yerlerin zemin üzerinde tespit edilmesi, mahalli bilirkişi ve teknik bilirkişiler aracılığı ile kroki üzerinde işaretlenmesi, dava konusu yerlerin net olarak belirlenmesi bakımından açılmamış sayılmasına karar verilen dava dosyasından yararlanılması, çevresinde orman niteliğindeki yerler bulunması nedeniyle orman harita ve belgeleri istenilerek usulüne uygun olarak orman araştırma ve incelemesi yapılması ile bir karar verilmesi gerektiği-
Mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, dava konusu taşınmazın kadastro sonucu 03.07.1986 tarihinde davalıların mirasbırakanı H. Yağcı adına tescil edildiği, kayıt malikinin 10.11.1939 tarihinde öldüğü anlaşıldığı- Davanın açıldığı tarih ile taşınmazın tescil tarihi ve kayıt malikinin ölüm tarihi arasında 20 yılı aşkın bir süre geçtiği ancak mahkemece, davacının olağanüstü zamanaşımıyla kazanabilmesi için gerekli koşulların oluşup oluşmadığına ilişkin yapılan araştırmanın yeterli olmadığı- Keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, davacının zilyetliğinin hangi tarihte başladığının ve ne şekilde devam ettiğinin, kesintiye uğrayıp uğramadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, taşınmazın davacıdan önce ne şekilde ve kimler tarafından kullanıldığının tespit edilmesi gerektiği-