Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, köy tüzel kişiliği dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının olağanüstü zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinmeleri mümkün bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazların tespit tarihinde yürürlükte bulunan yasa hükümlerine göre, çalılık yerlerden olması nedeniyle tespit dışı bırakılarak orman olduğu belirlendiğine göre, taşınmazların orman olmadığı hususunun, ancak yörede yapılıp kesinleşecek orman kadastrosu sonucu tahdit haritası dışında bırakılmaları halinde kabul edilebileceği, orman kadastrosunun yapıldığı tarihe kadar taşınmazların orman sayılacağı, taşınmazların zilyetlikle iktisabının ancak bu tarihten sonra mümkün hale geleceği, bu durumda, orman kadastrosunun kesinleşme tarihinin zilyetliğin başlangıcına esas teşkil edeceği, yani yörede yapılacak orman kadastrosunun kesinleşeceği güne kadar, taşınmazların orman sayılan yerlerden olma özelliğini sürdüreceğinden daha önceki tarihlerdeki zilyetliğe değer verilemeyeceği- Bir taşınmazın koruma alanı içerisinde bulunan yerlerden olması halinde, gerçek kişilerce sürdürülen zilyetliğin TMK. mad. 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu mad. 14 ve mad. 17 bakımından kazanma sağ
Taşınmazın 3. derece doğal sit alanında bulunmasının zilyetlikle kazanmaya engel teşkil etmeyeceği- Kadastroca oluşturulan tapu kaydı oluşturulduğu tarihteki gerçek hak sahibini belirtmediği iddiası ileri sürüldüğünden zilyetlikle iktisaba, devir ve teslimlerin doğuracağı hükümlerin engel olmayacağı-
İdare tarafından dava konusu taşınmaz hakkında alman mahluliyet belgesinin toplanan delillere göre yerindeliğinin incelenmesi, kayıt maliki mirasçı bırakmadan ölmüş ise ona ait payın mahlulen vakfına dönmüş olacağından zilyetlikle kazanılamayacağı, mirasçısı var ise kazanma koşullarının gözönüne alınacağı-
Boş olan taşınmazın hay­van barınma, sulama ve tuzlama gibi tasarrufunun kazanma sağ­lamayacağı-
HUMK'nın 161. maddesine göre, sürenin gün ola­rak belirlenmiş olması halinde tefhim veya tebliğ edildiği günün hesaba katılmayacağı ve son günü tatil saatinde biteceği-
Davacılar murisi, belediyenin tahsis ettiği yıldan beri kendisinin, ölümünden sonra da mirasçıları davacıların, tapu intikal tarihine kadar yirmi yıldan fazla malik sıfatıyla, davasız ve aralıksız zilyet olduklarına, zilyetlik şartları arasında iyiniyetin aranmamasına, tahsisi yapan belediyenin o tarihte malik olmamasının davacıların mülkiyeti kazanmalarına engel teşkil etmemesine göre davanın kabulü gerekeceği-
Taşınmazın tamamının iptali ve tescili söz konusu olmadığından sözkonusu parselin ka­rara esas alınan fenni bilirkişi krokisinde gösterilen kısmının ha­zine üzerinde bırakılması gerektiği-