Özel mülk niteliği taşıyan ya da ilerde bu niteliği kazanabilecek taşınmazlar ile ekonomik yarar sağlanabilecek taşınmazların Hazine adına tescil edilebileceği-
Kesinleşmiş mahkeme kararı ile orman olduğu saptanan taşınmazın, orman kadastrosu yapıldığı sırada orman olarak sınırlandırılması zorunlu olduğu halde yörede yapılan orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılsa da, orman olduğu belirlenen taşınmazın niteliğinin bu şekilde değişmeyeceği-
Terekenin TMK. nun 501.maddesine göre Devlete intikal etmesi nedeni ile taşınmazın olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılmasının mümkün olmayacağı-
Yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca, kural olarak Hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. ya da 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde yazılı zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde Hazine tapusu kıymetini kaybetmekte ve zilyet lehine tescil kararı verilmesinin gerekeceği-
6831 sayılı Yasa'nın 3, 4, 23 ve 25. maddeleri ile Muhafaza Ormanlarının Ayrılmasına İlişkin Yönetmelik gere­ğince muhafaza ormanı sayılan yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı-
Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların üzerindeki malik sıfatıyla zilyetlik, belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla is­patlanabileceği-
Mer 'a olduğu yargı kararıyla kesinleşen parselin bu niteliği ortadan kalksa bile tapulu yer olduğundan, imar ihya yolu ile dahi zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı, davacının ka­dastro tutanağının kesinleşmesinden sonra ağaç dikerek zil­yetliğinin başladığı anlaşıldığına göre iyi niyeti söz konusu ola­mayacağından ağaçların bedelini de isteyemeyeceği-
Tescil davasında asliye hukuk mahkemesinin, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesinin görevli olduğu-