TMK'nın 713/2. maddesin­de yazılı (ölüm sebebine dayalı tapa iptali ve tescil davası) davanın kayıt maliklerinin mirasçıları aleyhine açılmasının ge­rekeceği-
4373 sayılı Yasa, bu Yasa kapsamında kalan yerlerin mülkiyet hakkının edinilmesini yasaklamamış, sadece tasarruf durumunu kısıtla­mış olup, 3083 sayılı Yasa ise mülkiyet ve zilyetliğin devir ve temlikini yasaklamıştır, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı tescilin ise bu yasaklama kapsamında olmadığı-
Karara dayanak alınan uzman orman ve ziraat bilirkişi raporlarının birbiriyle ve kendi içinde çelişkili olduğu, raporlar çekişmeli yerin öncesinin orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmadığından, bu raporlara dayanılarak hüküm kurulamayacağı, yapılması gereken işin eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi,bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla özel dairenin kararında belirtilen usulünce bir inceleme yapılması olduğu-
Tapu kayıt malikinin gaipliğine dair verilen kararın iptali istemiyle aşılan davanın; anılan kararın verilmesinden sonra gaibin öldüğüne ilişkin davacı tarafça herhangi bir belge ibraz edilememiş olması mahkemenin yanlış değerlendirme yaparak, tapu iptali ve tescil davasında, davacıya kesin mehil vererek gaiplik kararının iptali davası açtırması, davacının böyle bir davayı açmakta hukuki menfaatinin olmaması, gaiplik kararının iptalini istemesinin kendisinin açtığı tapu iptali ve tescil davasını doğrudan etkilememesi, hatta TMK.m.713/2. maddesine göre, tapu iptali ve tescil davası açabilme şartlarından birisinin de malikin gaipliğine karar verilmiş bulunmasının gerektiği göz önünde tutulduğunda, açılan davanın reddi gerekeceği-
Dava konusu parselin adına kayıtlı olduğu kişinin ölümünden sonra tapuda intikal yapılmamış, taşınmazın bir bölümünü kayıt malikinin mirasçılarından bir kısmının sattığı kişi ve onun ölümünden sonra da mirasçıları dava tarihine kadar davasız, aralıksız malik sıfatıyla zilyet olarak kullanmış olduğundan taşınmazın ilgili bölümüne ait tapu kaydının değerini yitirdiği-
Yol olarak bırakılan bir yerin kazanılabilmesi ve tapuya tescil edilebilmesi için Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre paftasında gösterildiği tarihten dava tarihine kadar TMK.nun 713/1 maddesinde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmiş ve kanıtlanmış olmasının gerekeceği-
Yürürlükten kaldırılan 766 sayılı Yasa'nın 42. maddesi ve 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasa'nın 15. maddesine göre bir taşınmazın tamamının, bölünebilir parçasının veya payının zilyetlikle kazanılmasının mümkün bulunmadığı-
Öncesi itibarıyla tespit dışı bırakılan, fenni bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen taşınmaz parçasının, mera komisyonunca mera olarak sınırlandırıldığı tarihe kadar zilyetlikle iktisap edilebileceği, yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmaz başında ve gerekçede değinildiği şekilde dinlenilerek yer ve zaman gösterecek şekilde beyanlarının alınacağı, değerlendirilerek, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının tespit edileceği-
Miras şirketine mümessil tayini gerektiği belirtilmiş ise de tüm mirasçılar davada taraf olduğundan miras şirketine mümessil tayinine gerek bulunmadığı, ancak dahili davalıların aralarında menfaat zıtlığı bulunan davacı ve müdahil davacılarla aynı vekil ile temsil edilemeyeceği-
Davalı Hazinenin dosyanın yenilenmesi talebinde bulunabileceği, dosyanın işlemden kaldırılmasından sonra mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarının davacı aleyhine ve davalı Hazine lehine olduğu, bu durumda Hazinenin davaya devam edilip kendi lehine bir karar verilmesini sağlamada hukuki yararı bulunduğu-