Kanunlar uyarınca Hazine'ye intikal eden yerlerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlikle kazanılamayacağı- TMK'nun 713/1. maddesine dayalı açılan davada davalının kendi adına tescil talebi hakkında da karar verilmesinin gerekeceği-
Zaman içinde taşınmaz üzerindeki orman bitki örtüsünün kaldırılmış olması o yerin orman niteliğini kaybettiği anlamına gelmediği, toprağı ile birlikte orman olan taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı-
Yapılan kadastro paftasında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer taşlık, çalılık ve fundalık olarak gösterildiği; bu gibi yerlerin orman kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarihe kadar 6831 sayılı Yasanın 1/j maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu, ancak orman kadastrosu yapılarak kesinleştiği tarihten sonra zilyetliğe konu olabileceği-
Bir taşınmazın vakıf malı olduğunun kabul edilebilmesi için, vakfın genel sınırları içinde kalmasının yeterli olmadığı, vakfedilen mallar arasında bulunup bulunmadığının ayrıca saptanması gerektiği-
Hakkında hüküm kurulan H.U. taşınmaz üzerindeki binada bağımsız bölüm maliki olup, kendisine, açılan davada husumet yöneltil­memiş, dahili dava yoluyla davaya iştiraki sağlanmış olduğundan bir kimseye, dahili dava yoluyla taraf sıfatı kazandırılmayacağı ve onun hakkın­da hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 5. Maddesi gereğince, devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının devlet malı niteliğinde olduğu belirlendiğinden ve aynı Kanun'un 6/3 maddesi gereğince camilerin taşınmaz kültür varlığı örneklerinden olduğu belirtildiğinden, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olduğu belirlenen caminin hazine adına tapuya tescil edilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın tespit tarihinde yürürlükte bulunan yasa hükümlerine göre orman - çalılık yerlerden olması nedeniyle tespit dışı bırakılarak orman olduğu belirlendiğine göre, taşınmazın orman olmadığı hususu, ancak yörede yapılıp kesinleşecek orman tahdidi dışında kalması halinde kabul edilebileceği; bu durumda tahdidin kesinleşmesi tarihi zilyetliğin başlangıcına esas teşkil edeceği-
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin özel mülkiyet şeklinde kazanılması için, para ve emek sarf edilerek kültür arazisi haline getirilmiş olmasının gerekeceği-
Tescil davalarında Hazine ve diğer kamu tüzel kişileri yasal hasım durumunda olduğundan, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmayacakları-