Genel haciz yoluyla takibin «şikayet» yoluyla iptalinde, alacaklı yararına % 40 (şimdi; %20) tazminata hükmedilemeyeceği–
«Rücu belgesi»ne dayanılarak, kefil tarafından «asıl borçlu» hakkında genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Ancak İİK. 68/I’de öngörülen «borç ikrarı»nı içeren belgelere dayanılarak «itirazın kaldırılması» talebinde bulunulabileceği, «alacağın tahsilinin gerekip gerekmediğinin yargılamaya bağlı olduğu» durumlarda, «itirazın kaldırılması» için icra mahkemesine başvurulamayacağı–
Kat malikleri kurulunun ancak belirli bir alacağı içeren ve likit nitelikteki kararlarının İİK. 68/I. maddesinde sayılan belgeler niteliğinde olduğu–
Takip konusu yapılan ve takipten itibaren faiz istenilen alacak içerisinde «işlemiş faiz»de bulunması halinde borçlunun «faize faiz istendiği» şeklindeki itirazının yerinde olacağı–
Takip tarihinde borçlunun ölü olduğunun anlaşılması halinde, sadece bu nedenle «itirazın kaldırılması isteminin reddine» karar verilmesi gerekeceği–
Davalıların müteselsil sorumluluklarına ilişkin bir hüküm olmaması halinde borçlunun sorumluluğunun, davalı sayısına göre oranlanacağı-
«Davadan feragat»ın «temyiz isteğinden feragat» yanında daha kapsamlı bir beyan olduğu–
İcra dosyasında vekaletnamesi bulunan alacaklı vekilinin icra mahkemesinde görülen dava için yeni bir vekaletname ibrazına gerek bulunmadığı–
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların (takiplerin) sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde (icra dairesinde) de açılabileceği–