Alacaklı tarafından, itirazın kaldırılması isteminin ekinde icra mahkemesine 19.08.2021 tarihli bir belge sunularak, söz konusu belgenin İİK'nın 68. maddesindeki belgelerden sayılacağı ileri sürülmüş ve bu iddia İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince yerinde görülerek sonuca gidilmiş ise de; bu belge alacaklı tarafından ilk kez 04.12.2023 tarihli mahkemeye başvuru dilekçesinin delil kısmında yer aldığı ve bu dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğu- Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, borçlunun borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul etmesi borcu kabul anlamına gelmeyip, alacaklının alacağını İİK'nın 68/1. maddesinde belirtilen belgelerle ispat etmesi gerektiği, kural olarak alacaklının, ilamsız icra takibinde sunmadığı bir belgeye itirazın kaldırılması aşamasında dayanamayacağı tabii olmakla, alacaklı yanca ilk kez itirazın kaldırılması aşamasında sunulan belgenin, kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren belge niteliğinde olduğunun kabulünün mümkün olmadığı-
Borçlu kefilin takip dayanağı kira sözleşmesinde yer alan kefaletinin, TBK m. 583'de belirtilen şekil şartlarına uymadığından bahisle geçersiz olduğunun kabulü ile adı geçen borçlu yönünden itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiğinden, bu kararın işin esası incelenmeden verildiğinin kabulü gerektiği ve borçlu lehine tazminata hükmedilemeyeceği-
Borçlu Belediye tacir olmasa bile işin niteliği ticari iş olduğundan alacaklı şirketin ticari temerrüt faizi isteyebileceği-
Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında davacı kiracı tarafından taşınmazın yeni malikleri davalı gösterilerek kira bedelinin uyarlanması istemiyle dava açıldığı, bu dosyaya kiracı tarafından sunulan dava dilekçesinde,” ...davalılar dava konusu taşınmazı satın almışlar ve halefiyet yolu ile mevcut kira sözleşmesinde kiraya veren vasfını kazanmışlardır.” şeklinde beyanda bulunulduğu, icra dosyasına kiracı tarafından sunulan itiraz dilekçesinde "davacılara ve taşınmazı devreden kiralayana yapılan ödemeler sebebiyle kira borcu bulunulmadığı" beyanı karşısında kiracının kira sözleşmesini kabul ettiği, taşınmazı yeni satın alan maliklerin halefiyet kuralı gereğince kira bedellerinin kira sözleşmesindeki yasal artış oranı ile talep ederek takip yapmış olmasında bir usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, kira alacağının talep edilmesi için yazılı bir bildirimin aranmayacağı zira kiracının taşınmazın devrinden haberdar olduğu ve kira alacağı için bir kısım ödemeler yaptığı beyan etmiş olduğu-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; takas mahsup talep eden borçlunun sorumlu olduğu miktarın tamamının hesaplamaya dahil edilmediği, raporun takas-mahsup için yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı görüldüğü-
Borçlu tarafından imzası inkar edilmeyen kira sözleşmesinin, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre İİK m. 68/1'de sayılan takibe itirazın kaldırılmasını sağlayan belgelerden olduğu- Yap işlet devret sözleşmesi ise karma nitelikte bir sözleşme olduğundan kira sözleşmesi olduğunun kabulü mümkün olmayıp, alacağın varlığı ve miktarının İİK m. 68/1'de yazılı belgelerle ispatlanamadığı anlaşıldığından, bu sözleşmeye dayanılarak mahkemece "itirazın kaldırılmasına" karar verilemeyeceği-
Somut olayda, Aile Mahkemesi kararı ve protokol hep birlikte değerlendirildiğinde taşınmaz hisse devrine karar verildiği, ancak 800.000 TL’nin ödenmesinin taşınmazın devredilip edilmemesi şartına bağlandığı, dolayısıyla İİK’nun 68. maddesinde sayılan “imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit” bir takip başlatılmadığından, dayanak ilamın İİK’nun 68. maddesi anlamında belge sayılamayacağı-
Borçlunun takibe itirazının kaldırılmasına karar verilecek asıl alacak miktarının 465.000 TL olmasına rağmen 495.000 TL yazılmasının hatalı olduğu-
Mahkemenin İİK m.287 ve 297/I uyarınca verdiği, muhafaza tedbir kararları ile borçlunun malvarlığının dağılmasına engel olunarak geçici hukuki koruma sağladığı- Somut olayda genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine dayanak yapılan Ticaret Mahkemesinin müzekkeresi ilam niteliğinde belge olmadığı gibi İİK’nun 68. maddede belirtilen “…. Resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri makbuz veya belge…” niteliğinde de olmadığı; geçici hukuki himaye tedbirinin uygulanması için (X)banka yazılan bir müzekkere olduğu- Yukarıda açıklanan nedenlerle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde takip borçlusu konumunda olan (X)bank A.Ş’nin süresinde icra dairesine yaptığı itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine "itirazın kaldırılmasına ve borçlunun asıl alacağın yüzde yirmisi oranında hesaplanan icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, bu tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm tesisisin isabetsiz olduğu-
İİK’nın 68. maddesinde düzenlenen itirazın kaldırılmasında, icra mahkemesinin, öncelikle alacağın esasına ilişkin olmayan şekli ve takip hukukuna (alacaklının takip yapma yetkisine ilişkin olan) itirazları inceleyeceği, ardından takip hukukuna ilişkin itiraz yerinde bulunursa, alacağın varlığını ve (yapılmışsa) borçlunun alacağın esasına ilişkin itirazlarını incelemeden, alacaklının itirazın kaldırılması talebini reddedeceği-