Borçlunun «icra dairesinin yetkili olmadığına» ilişkin itirazının haklı bulunması halinde, icra mahkemesince «yetkili icra dairesinin neresi olduğu» kesin biçimde belirtilerek, «icra dosyasının yetkili ... icra dairesine gönderilmesine» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
«Elektrik ve su paralarına ilişkin makbuzların (faturaların), İİK’nun 68. maddesinde yazılı belgelerden olmadığı–
Kooperatifin borçlarından dolayı ortakların ancak kooperatifin iflası veya dağılması hallerinde ve ana sözleşmede belirtilen sınırlı veya sınırsız biçimde sorumlu olabileceği-
Kural olarak davalarda haklılık durumunun «dava tarihi itibariyle» tesbiti gerekirse de itirazın iptali davalarında haklılık durumunun «takip tarihi itibariyle» belirlenmesi gerekeceği–
Ancak İİK. 68/I’de öngörülen «borç ikrarı»nı içeren belgelere dayanılarak «itirazın kaldırılması» talebinde bulunulabileceği, «alacağın tahsilinin gerekip gerekmediğinin yargılamaya bağlı olduğu» durumlarda, «itirazın kaldırılması» için icra mahkemesine başvurulamayacağı–
Ödeme emri tebliğ edilmemiş (gönderilmemiş) olan borçlunun icra dairesine yaptığı -geçersiz olan- itirazın kaldırılmasının icra mahkemesinden (tetkik merciinden) istenemeyeceği–
«Yetki itirazı»nda bulunan borçlunun, yetkili icra dairesinin neresi olduğunu açıkça belirtmesi gerekeceği ve borçlunun yetki itirazında, «birden fazla icra dairesinin yetkili olduğunu» da bildirebileceği–
İcra mahkemesindeki (tetkik merciindeki) itirazın kaldırılması duruşmasında -hukuk veya ceza mahkemesinde- açıldığı bildirilen «sahtelik» ile ilgili davanın sonucunun -HUMK. 317. maddede öngörülen koşullar çerçevesinde «bekletici mesele» teşkil edeceği; Hemen belirtelim ki; bu açıklamalar 1.10.2011 tarihinde yürürlükten kalkmış olan 1086 Sayılı HUMK. çerçevesinde geçerlidir. 01.10.2011 tarihinde yürülüğe girmiş olan yeni 6100 Sayılı HMK.nun 209. maddesinde tamamen farklı bir düzenleme kabul edilmiş olup bu yeni düzenlemeye göre "adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilnceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" (HMK.209/1) denilmiş olduğundan, hakkında sahtelik iddiasında bulunulmuş olan senet ile ilgili takibin durması için önceki HUMK'nun 317. maddesindeki şartların gerçekleşmesi aranmayacak ve sadece sahtelik iddiasında bulunulması ile o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır.
Borçlu tarafından kabul edilmediği sürece, faturaların (ve irsaliyelerin) İİK. 68/I’de öngörülen «mücerret borç ikrarını içeren» belgeler niteliğinde olmadığı–