Çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için taraf ehliyetinin de olamayacağı sebebiyle takibin iptali talebi değerlendirilirken; borçlunun, borca ve imzaya da itiraz ettiği gözetilmeksizin eksik incelemeyle hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin iptali istemiyle icra mahkemesince görülen davada, gerekçeli karar içeriğinin dava konusuyla çelişkili olduğu, infazda tereddüde sebep olacak şekilde gerekçelendirme yapıldığı esasen gerekçenin kamu düzeniyle ilgili olup, gözetilmesi kanun ve hakime yükletilmiş bir ödev olduğundan çelişki ve tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerektiği-
Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı hakkında göreve ilişkin bozma kararı verildikten ve görevsizlik kararı kesinleştikten sonra, görevli Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp karar verildiğinden, aleyhine kanun yoluna gidilen karar, Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetiminin söz konusu olmadığı-
Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi; İcra İflas Kanunu ve Harçlar Kanunu'nda da bahsedildiği üzere, harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilmekle beraber Harçlar Kanunu gereği icra dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilebilirse de bunun, harç sorumlusunun borçlu olduğunu değiştirmeyeceği; tahsil harcı alacaklıdan tahsil edildikten sonra, kesilen harç miktarı kadar alacaklının takibe devam hakkının olduğu ve borçlunun borcunun, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar daha devam edeceği-
Taraflar arasında yapılan müşteri temsilciliği sözleşmesinde yer alan rekabet yasağı hükmünün ihlal edildiği iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkin davada; imzalanan sözleşmede, sözleşmenin geçerli olduğu süre ile, sözleşmenin sona erdirilmesinden itibaren iki yıl içerisinde, sözleşme çerçevesinde yürütülen işe benzer ya da rekabet halinde, ilgili franchise alanının işi ile bir başka şekilde bağlı işi, sözleşmenin geçerli olduğu ilçe sınırları dahilinde yapmayacağını taahhüt ettiğinin düzenlendiği; taraflar arasındaki sözleşmede rekabet yasağının geçerli olacağı ilçe sınırlarının belirtilmediği gibi, maddede belirlenen iki yılın da Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan çalışma hürriyeti ilkesine aykırılık teşkil ettiği; tarafların aralarında imzalayacakları bir sözleşme hükmü ile bu özgürlüğü ihlal anlamına gelecek herhangi bir düzenleme yapmalarının mümkün olmadığı, buna göre cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, "davanın kısmen kabulüne" ilişkin verilen direnme kararı, HGK'nin esas ve karar numarası verilen kararı ile bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yeni bir karar verildiği; bu durumda dosya üzerinde HGK tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığı- Mahkemece verilen yeni hükme yönelik temyiz istemlerinin Özel Dairesince incelenmesi gerektiği-
Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, yerel Asliye Hukuk Mahkemesinin Aile Mahkemesi sıfatıyla verdiği karar olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetiminin söz konusu olmadığı-
İcra mahkemesince görülen davada verilen hüküm üzerine taraflarca istinaf yoluna başvurulduğu, istinaf başvurularının da esastan reddedilmesinden davacı tarafın temyiz yoluna başvurusundan sonra, davadan feragat etmiş olduğundan, davacının davadan feragati hakkında ilk derece mahkemesince karar verilmesi gerektiği-
Türk Ticaret Kanunu'nun deniz alacağı hükümleri uyarınca; gemi üzerine ihtiyati tedbir değil, ihtiyati haciz konabileceği; ihtiyati haczin bir sonucu olarak, icra müdürlüğünce geminin seferden men edilebileceği ancak takip kesinleşmeden ihtiyati haczin infazının ve geminin seferden meninin mümkün olamayacağı-
Katkı payı alacağının değer tespiti ve hesaplamaları için konusunda uzman bilirkişi ve bilirkişilerden yardım alınması gerektiği- Katkı payı oranları ve alacak miktarının hesaplanması bilirkişi raporları da alınarak tüm deliller değerlendirilerek bölge adliye mahkemesinin karar vermesi gerektiği-