Evlat edinilen davacının Üniversitede tarih bölümü öğrencisi olduğu, biyolojik annesi ile birlikte yaşadığı, babasından 150,00 TL yetim maaşı aldığı, davalıların ise Almanya'da yaşadıkları, davalılardan birinin 1325 Euro, diğerinin 1100 Euro emekli maaşı aldığı, Almanya'da kredi ile alınmış dairelerinin ve araçlarının olduğu, davacının Almanya dışında eğitim görmesi sebebiyle yapmak zorunda kaldığı giyim, barınma, yiyecek, eğitim vs giderlerinin fazlalığı ve böylece tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve davalıların gelir durumu nazara alındığında mahkemece hükmedilen nafaka miktarının (500'er TL.) hakkaniyete uygun olduğu-
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği- Dairece verilen son karar tarihi itibarı ile davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi her hâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır hükmü yürürlükte olduğu ve temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılması gerektiği-
Mahkemece alacaklı aleyhine para cezasına hükmedilmediği ve borçlu tarafından da bu husus temyiz edilmediğinden bu durumun alacaklı lehine kesinleşmiş sayılacağı ve usuli kazanılmış hak oluşturacağı-
Mahkemenin bozma ilamına uyması ile alacaklı yararına usuli kazanılmış hak meydana geldiğinden, mahkemece yapılacak işin, uyduğu bozma ilâmında gösterilen esas çerçevesinde işlem yapmak ve hüküm kurmaktan ibaret olduğu-
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceği-
Davalının icra baskısı altında yaptığı ödeme nedeniyle alacağın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceği-
“Usuli kazanılmış hak”kın; temyiz merciince bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerin kesinleşmiş sayılmasını ifade ettiği ve bu kuralın davaların uzamasını önlemek amacıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmü olduğu- Bir cihetin bozma kararının şümulü dışında kalmasının iki şekilde olabileceği; ya o cihetin açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş fakat Dairece itirazın reddedilmesi yahut da onu hedef tutan bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen dosyanın temyiz Dairesince incelendiği sırada, dosyada bulunan yazılardan onun bir bozma sebebi sayılması mümkün bulunduğu halde o cihet Dairece bozma sebebi sayılmaması olduğu, her iki halde de o konunun bozma sebebi sayılmadığı ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemece uyulmuş olmasının taraflardan birisi lehine “usuli bir müktesep hak” meydana getireceği-
Bozma ilamında, ıslahla arttırılan talep miktarı yönünden zamanaşımının gerçekleştiği, davalının usulünce zamanaşımı def'i de bulunduğuna göre; bu miktar yönünden talebin reddi gerektiğinin belirtildiği; mahkemece bozmaya uyma kararı verildiği, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşıldığından, ıslahla artırılan miktar yönünden talebin reddine karar verilmesi gerektiği- Yargıtay içtihatları ile kabul edilen usuli kazanılmış hak ilkesinin, Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları; mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması veya kamu düzenin gerektirdiği haller olduğu-
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde araştırma ve inceleme yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğacağı-