Temyize konu dosya daha önce Yargıtay denetiminden geçerek esastan bozulmuş olduğuna göre istinaf değil temyiz kanun yoluna tabi olduğu, bu dosya ile ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen  kararın ve o karar üzerine eksik harç tamamlanmak suretiyle verilen İlk Derece Mahkemesi kararının yok hükmünde olduğu- Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere aynı taşınmaz hakkında davanın tarafları arasında görülen dosyanın yargılamanın yenilenmesi dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği-
Davada davalı sıfatı bulunmayan (ticaret sicilinden resen silinen) taraf hakkında çıkartılan ihtarlı muhtıranın usule uygun olmadığı gibi yok hükmünde olacağı-
Satışın, ilan edilen yer ve saatte yapılmasının zorunlu olduğu, bu kurala uyulmaması ihaleye olan talebi ve talibi etkileyen unsurlardan olup ihalenin satış ilanında belirtilen saatten önce başlanması ise katılımı olumsuz etkileyip borçlu yararına aykırı olduğundan fesih sebebi olacağı ve mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği- İhale tutanağında başka bir taşınmazın bilgilerinin yazılmasının da ihale sürecinin sağlıklı yapılmadığını gösterdiği, taşınmazın muhammen bedelin üzerinde ihale edilmiş olmasının da re'sen gözetilen bu durumun dikkate alınmasını ortadan kaldırmayacağı- Farklı bir taşınmazın ihalesinin feshine yönelik hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Yerel mahkemece verilen direnme kararına yönelik temyiz isteminin öncelikle kararına direnilen dairece incelenmesi; dairenin direnmeyi yerinde görmesi hâlinde kararını düzeltmesi, yerinde görmez ise Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna göndermesi gerekeceği-
Dava konusu olayın özelliği nedeniyle ceza davası sonucunun eldeki davayı etkilemesi söz konusu olduğundan, ceza mahkemesindeki davanın kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiği, kesinleşmiş ceza kararının da değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı tarafından üretilen tescilsiz tabure tasarımında ayaklar arasında oluşturulan dört adet üçgen boşluk şeklindeki görünümü ile taburenin üstünün görünümü itibarıyla karşı davacıya ait tescilli tasarıma nazaran seçenek özgürlüğü ve bilgilenmiş kullanıcının genel izlenimi itibarıyla farklılık arz ettiği, köşebentli tabure ayaklarının işlevsellikle ilgili olduğu ve tasarım korumasının dışında tutulması gerektiği, tasarımlar arasında tek ortak nokta olan hasır görünümlü desenin ise sektörde öteden beri bilinen genel bir desen olduğu anlaşıldığından karşı davada tabure tasarımı yönünden tecavüzün tespiti yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu tecavüzün tespiti isteminin kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği-
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına uyulmasının zorunlu olduğu (HMK’nın 373/7)- Haciz ihbarnamelerinin "borçlunun nezdinizdeki ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacaklar dışındaki hak ve alacaklarının haczine" şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Bir işleme eserin varlığından söz edebilmek için, sonraki müellifin kendi fikri emek ve çabasıyla işleme suretiyle yararlandığı önceki eserden farklılaşacak ve bağımsızlaşacak ölçüde yeni yaratıcı düşünceyi ortaya koyması gerektiği- S.a eserlerinin, senaryoların işlenmesiyle oluşan bir işleme eser mahiyetinde olduğu- Eserden doğan mali hakların koruma kapsamını genişleten her türlü mevzuat değişikliğinden eser sahiplerinin yararlanacağı- Bir işleme eser türü olarak sinema eseri sahibinin, ancak senaryo eseri sahibi ile yaptığı sözleşme çerçevesinde eserden doğan haklarını kullanabileceği- S.ryonun da bir başka eserin (romanın) işlenmesi suretiyle oluşturulmasının sonuca etkili olmadığı- Eserden kaynaklanan tüm hakların film yapımcısına devredildiğine dair uygun şekilde yapılmış bir sözleşmenin bulunmaması halinde, o tarihte çekilen filmlerin koruma süresinin maksimum 20 yıl olacağı dikkate alındığında senaryo yazarlarının da ancak en fazla 20 yıllığına mali haklarını yapımcılara devrettiğinin kabulünün gerektiği- Bir sinema filminde kullanılmak üzere mali hakları devredilen senaryo eseri yönünden, sözleşmede özel bir düzenleme bulunmadıkça, sinema eseri sahibinin ancak sinema gösterimleri yönünden hakkı devralmış sayılacağı- Bir eserdeki orijinallik unsurunun, o eser bir başkası tarafından meydana getirilseydi aynı şekilde ve özellikte yapılmayacak olmasında gizli olduğu-
Davacıların protokolde imza anında ve bononun keşide tarihinde iradelerinin fesada uğradığı ispat edilememiş ise de, bononun düzenlenme gerekçesi olan asıl borç, asıl borç ilişkisinin sona erdiği oranda davanın da kısmen ya da tamamen kabulünün gerekebileceği, mahkemece, icra dosyasındaki takip dayanağı borcun ödenip ödenmediği, asıl borçludan kısmi tahsilatlar yapılıp yapılmadığı araştırması yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesinin, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorunda olduğu, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramayacağı-