Dava konusu taşınmazın, davacı bankadan davalı üçüncü kişinin dava dışı eşine kredi temini için, dava dışı eş tarafından, davalı borçluya devredilmiş olup, davacı banka tarafından dava konusu taşınmaz ipotek kabul edilerek davalı borçluya tahsis edilen kredinin aslında davacı banka tarafından davalı üçüncü kişinin eşine ödenmiş olması, anılan banka kredi borcunun dava dışı eş tarafından davacıya ödenmesi (ödemelerin düzenli devam etmesi) nedeniyle, dava konusu devrin yapılmasına, dava konusu taşınmaz üzerinde halen davacının dava dışı eşe ödenen krediden doğan ipoteğinin devam etmesi, taraflar arasındaki devir işlemlerin davacı bankanın bilgisi dahilinde yapılmış olması karşısında, iptal koşullarının oluşmamış olduğunun kabulü gerektiği-
"Borçlu şirket ile arsa malikleri arasında yapılan sözleşmelerde davalı şirkete isabet eden taşınmazların borçlu şirket tarafından alındıktan sonra 3. kişilere ya da arsa malikleri tarafından borçlu adına devir yapılmadan 3. kişilere yapılan satışlar için davaya devam edilmesi" gerektiğine değinen Yargıtay bozma ilamı üzerine, dava konusu ... bağımsız bölümün davalı borçlu şirkete kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince verilecek yer olmadığı, anılan sözleşmede yüklenicinin davalı borçlu şirket olmadığı gerekçesiyle dava konusu ... bağımsız bölüm yönünden davanın reddine karar verildiğinden (anılan taşınmaz yönünden borçlunun tasarrufu olmaması nedeniyle önkoşul yokluğundan) maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği- Dava konusu bir diğer bağımsız bölüm ile bir bağımsız bölümün 1/2 hissesinin davalılar arasındaki satışına ilişkin tasarrufların ise İİK. mad. 280/1 madde gereğince davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptalinin isabetli olduğu-
Mahkemece, temlikin dayanağını oluşturan alacak borç ilişkisinin varlığı ve gerçekliği araştırılarak, sonucuna göre temlik işleminin iptaline veya iptal talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipo­tek nedeniyle taşınmazın cebri icra yolu ile satılması halinde davalı 3. kişi elinde bir bedel kalması ve davanın diğer koşullarının da bulunması halinde davalı 3. kişinin bedel ile sorumlu tutulacağı-
Davanın, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali iste­mine ilişkin olduğu- Davacı tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmediği, takip dosyasında yapılmış haciz ve yazılan yazılardan borç­lunun borcu karşılayacak miktarda mamelekinin olmadığı anlaşılmış olduğundan aciz halinin gerçekleştiği-
Tasarrufun iptali davaları yönünden, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, genel tatilde çalışma alacaklarının davacı işçinin işe girdiği tarihte doğmuş kabul edileceği-
Kadostro çalışmaları sırasında, borçlunun dahili ile oluşan tutanaklar ve buna bağlı olarak kesinleşen tapular borçlunun tek taraflı yaptığı tasarruf işlemi olarak de­ğerlendirilmesi gerektiği- Yapılacak işin, dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tutanaklarının celp edile­rek tesbit bilirkişilerini de dinlemek sureti ile taşınmazların davalının kendi babasından mı yoksa borçlunun kendisine vermesi nedeni ile mi tutunakların oluştu­ğunun saptanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmediği, mahkemece, takip dosyasında hacizli taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin ödenip ödenmediğinin ve aynı şekilde hacizli bulunan araç kaydının getirtilerek üzerindeki hacizlerin ödenip ödenmediğinin belirlenmesi ve davacı alacağını karşılar nitelikte olup olmadığı belirlenmeden aciz belgesinin ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tasarrufun İp­tali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında ge­çerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya de­vamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu-  İptal davasının, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasar­rufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı-  Borçluya ait araçlar üzerindeki ipotek bedellerinin ödenmiş olması asıl borcun bitirildiğini göstermeyeceği gibi alacaklının ipotek tesis edilen alacağının dışındaki alacakları için söz konusu taşınmazlar hakkında tasarrufun iptali davası açmasına da engel teşkil etmeyeceği-  İpotek tesis edilen alacak için dahi ipoteğin kaldırılmış olmasının sonradan tasarrufun iptali davası açılmasına mani teşkil etmeyeceği-
Da­valı borçluya ait adrese gidilerek yapılan hacizde borçlunun konutuna girilmeden hacze son verilip, "mal bulunamaması nedeniyle aciz" şartının tamam olduğundan (aciz halinin gerçekleştiğinden) söz edilemeyeceği-