Borçluların bono ve takip ad­reslerine gidildiği, adreslerden ayrıldıklarının belirtildiği, yapılan adres araştırmasında borçluların adresleri tespit edilmediği ve üzerlerine kayıtlı mal varlığı bulunmadığı anlaşıldığı, bu durumda borçlunun aciz durumunun bulunduğu-
İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerektiği, so­mut olayda davacı tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmediği, ancak davanın dayanağı olan takipte yapılan hacizlere ve borçluya ait taşınmazların üzerinde bulunan çok sayıdaki takyidatlara göre davalı borçlunun aciz halinin gerçekleşti­ğinin kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının mut­lak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarrufları­na yönelik bulunmasına bundan dolayı da asliye ticaret mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağının olduğu- Bozma sonrasında borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapılan hacizde alacağı karşılayacak mal bulunmadığı anlaşılmış olduğundan, davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabul edileceği ve davalı üçüncü kişinin borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılması nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceği-
11. HD. 24.03.2015 T. E: 2014/16245, K: 4048-
Takip dosyası kapsamından borçlu adına kayıtlı ve kıymet takdiri yapılan taşınmazın değerinin 3.000 TL olduğu, maaşın­da davacı haczinden önce haciz bulunduğu, 3.kişilerde hak ve alacağının bulunmadığı haciz tutanağından da borçlunun ödeme gücü olmadığını beyan ettiği ve evinde zaruri eşyaları dışında ekonomik değeri olan haczi kabil mal bulunmadığı anlaşıldığından haciz tutanağının İİK'nun 105 madde anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu-
Tasarrufun iptali davası açabilecek durumda olanların mavazaa nedeni ile tapu iptali ve tescil davası da açabilecekleri- Muvazaa nedeni ile açılan bu tür davalarda, davanın kabulüne karar verilmesi halinde İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak, alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken tapunun iptali ile davalı borçlular adına tesciline karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Davalı 4. kişi yönünden bedel farkının varlığı ve kısa süreli satışın iptal sebebi olmadığı; davalı 4. kişi yönünden iptal kararı verilebilmesi için, davacı tarafından onun İİK.mad. 280/1 kapsamında kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerektiği- Borçlunun kullandığı kredinin kefili olarak borcu ödeyen davalının İİK. mad. 280/1 kapsamında borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu-Takiplere konu edilen çeklerin bir kısmının iptali istenen tasarruftan önce, bir kısmının ise sonra düzenlediği anlaşıldığından, mahkemece davacı ile davalı borçlu arasındaki takip konusu borcun doğumuna ilişkin özellikle tasarruf tarihinde sonra düzenlenen çeklerle ilgili temel ilişki konusunda davacıya delilleri sunması için süre verilmesi, çeklerin ileri tarihli olup olmadığının belirlenmesi ve borcun doğumunun tespiti ile itiraz üzerine durmuş olan icra takiplerinin kesinleşmesinin beklenmesi, davacıya aciz belgesi sunulması için süre verilmesi ve dava önkoşullarının değerlendirilmesi gerektiği- Davalı 4. kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması halinde, davanın İİK'nun 283/2 maddesi gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle davacının takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tazminatın davalı üçüncü kişinden tahsiline karar verilmesi gerektiği- Dava önkoşullarının bulunmaması halinde davanın ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı alacağını teşkil eden ecrimisil davasında alacağın doğum tarihinin 2000 yılına ve daha öncesine dayanmakta olduğunun anlaşıldığı, devam eden bir haksız fiile dayalı alacak bulunduğu anlaşıldığından, alacağın, iptali istenen tasarruftan daha önce alacağın olduğu nazara alınarak davanın diğer şartlarının değerlendirilmesi gerekeceği-
İstihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptaline ilişkin davanın temyizen inceleme görevinin Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu-